MHP’nin mütevazı kazanımları
30 Mart yerel seçimi MHP açısından ilk bakışta çelişkili bir tablo ortaya çıkardı.
Bu parti, İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde zayıf bir performans sergilemekle birlikte, güneydoğu da hariç tutulursa, ülkenin geri kalan kesiminde mütevazı ancak anlamlı artışlar sağladı.
MHP’nin seçim sonuçlarını analiz ederken, bu partinin 2002 seçimi sonrasındaki 12 yıllık dönemde -2011’de yaşadığı düşüş dışında- genelde yukarı doğru yükselen bir çizgi izlediğini söyleyebilmek mümkün. 30 Mart’ta, ‘51 ilde il genel meclisleri ve 30 büyükşehirde belediye meclisleri toplamı’ kriterinde aldığı 7 milyon 909 bin oy (yüzde 17.62), MHP’nin bu süre içinde çıktığı en yüksek oy miktarını ifade ediyor. (Analizde Türkiye toplamını ölçerken parti aidiyetini yansıttığı için daha çok bu kriteri esas alıyoruz.)
MHP’nin 30 Mart’taki bu oyunu 2011 genel seçiminde aldığı 5 milyon 575 bin oyla kıyasladığımızda yüzde 41 oranında bir artış söz konusu.
Bu artışın coğrafi bölgelere dağılımına baktığımızda, MHP’nin en kuvvetli performansı Batı Karadeniz’de gösterdiği ortaya çıkıyor. MHP Araştırma Merkezi’nin belediye meclisleri için kullanılan oyları esas alarak yaptığı bir çalışmaya göre, bu bölgede 2011’e kıyasla sağlanan artış yüzde 62.17 oranında. Bunu yüzde 48.2 ile Ege ve İç Ege ve yüzde 47.55 ile Akdeniz Bölgesi izliyor.
MHP’nin Osmaniye’ye ek olarak özellikle Adana ve Mersin’de büyükşehir belediye başkanlıklarını da kazandığı dikkate alındığında, Akdeniz Bölgesi’nin MHP açısından yeni dönemde önemli bir güç merkezi olarak belirmekte olduğu söylenebilir.
* * *
MHP’nin il bazında alınan toplam oylarda birinci geldiği yalnızca iki il var. Bunlar Osmaniye ve Mersin. Buna karşılık 32 ilde MHP’nin ikinci geldiği görülüyor. 31 ilde ise üçüncü parti konumunda MHP. Orta Anadolu ve Karadeniz’de CHP’nin sahneden büyük ölçüde çekilmesiyle birlikte, MHP bu bölgelerde ikinci parti olarak AK Parti ile neredeyse baş başa kalmış durumda.
MHP açısından vurgulanması gereken önemli bir başka nokta daha var. Bu da partinin yüzde 10-40 aralığında oy alınan illerin toplamında CHP’yi geride bırakmış olması. Radikal’den Bahadır Özgür’ün araştırmasına göre, MHP’nin yüzde 30-40 aralığına çıktığı 14, yüzde 20-30 aralığında durduğu 29 ve yüzde 10-20 aralığında yer aldığı 21 il var.
* * *
MHP’nin ülkenin üç büyük kentinde eskiden beri sorunu var.
Ayrıca, yerel seçimlerde bu kentlerin CHP ile AK Parti arasındaki keskin bir çekişmeye sahne olması, MHP’nin arada sıkışmasına yol açıyor.
MHP, 2011 genel seçiminde İstanbul’da yüzde 9.5 dolayında oy almıştı. Bu seçimde ise İstanbul’da ilçe belediyelerinde yaklaşık yüzde 7.41 oy aldı. Yani bir gerileme yaşadı.
Buna ek olarak, belediye başkanı seçimlerinde üç büyük kentte MHP’li seçmenin azımsanmayacak bir kesiminin taktik nedenlerle CHP adaylarına yöneldiğini görüyoruz. Örneğin, İstanbul’da MHP adayı Rasim Acar için verilen oy oranı yüzde 4.01’de kaldı. Oysa İstanbul’da ilçe belediye meclisleri için kullanılan oylarda MHP’nin oranı toplamda yüzde 7.41’e çıktı. Aradaki farkın büyük ölçüde CHP adayı Mustafa Sarıgül’e gittiği anlaşılıyor.
Aynı kalıp daha geniş ölçekte Ankara’da yaşandı. MHP’nin belediye başkan adayı Mevlüt Karakaya’nın aldığı oy oranı yüzde 7.88’de kaldı. MHP’nin Ankara’da belediye meclisi için topladığı oylar ise yüzde 17.31’e çıktı. Aradaki 10 puana yakın fark önemli ölçüde CHP’nin MHP kökenli adayı Mansur Yavaş’a gitti.
* * *
Üç büyük kentteki zayıf performansın toplama olumsuz yansıması MHP’nin araştırmadan sorumlu genel başkan yardımcısı Denizli Milletvekili Emin Haluk Ayhan’ın yaptığı bir çalışmada da ortaya çıkıyor. Ayhan, bu çalışmanın sonucuna dayanarak, üç büyük kent oyları hariç tutulduğunda MHP’nin yüzde 22’lik bir toplamla yüzde 21’de kalan CHP’nin önüne geçerek Türkiye’de AK Parti’den sonra ikinci parti konumuna geldiğini belirtiyor. MHP Genel Merkezi’nin önümüzdeki dönemde dikkatini büyük kentlerdeki yaşadığı bu tıkanıklığa çevireceği anlaşılıyor.
Ancak bu sorunlara rağmen MHP Genel Merkezi’nin elde edilen sonuçtan memnun olduğu söylenebilir. MHP’deki artışın nedenleri üzerinde ayrıntılı araştırmalar gerekiyor. İlk gözlemler olarak, yolsuzluk iddiaları kadar -hatta daha fazla oranda- Abdullah Öcalan ile başlatılan barış sürecine Anadolu’nun milliyetçi kesimlerinde duyulan rahatsızlığın MHP’ye doğru yönelişte önemli bir faktör olduğu ileri sürülebilir.
MHP’nin yakaladığı bu artış trendini 2015 genel seçimine ne ölçüde taşıyabileceği ve bu seçimde yüzde 20 eşiğini aşıp aşamayacağı Türkiye’de siyasetin yeni dönemdeki önemli değişkenlerinden biri olacaktır.
Sedat ERGİN, sergin1@hurriyet.com.tr
11 Nisan 2014