Bahçeli: Başbakan giderken Adanalılar davul zurna ile üçayak oynayacak
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Aralık 2013 tarihinin AKP için bir yüzkarası olduğunu söyledi. Bahçeli, “Türk milleti için kara gündür. Siz ülkenin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözme vadiyle geleceksiniz, üç dönem iktidarda olacaksınız. Siyasi gücünüzle her sorunu çözmeye muktedir olacaksınız. Ama aradan 11 yıl geçiyor. Hala insanlarımız açlık ve yoksullukla uğraşıyor. Ama bu arada birileri var ki; Adalet ve Kalkınma Partisi’nden artık türeme, besleme, önemli zenginleşmeye ulaşmış olan bir yandaş akraba ve hısım taraftarı; öbür yanda ise AKP’ye oy vermiş yiyenlerle yemeyeler arasında, yemeyenler grubunda yiyenleri seyreden bir topluluk var.” dedi.
Bahçeli, Adana’daki programı kapsamında ilk olarak Çukurova Hukukçular Derneği’nin açılışına yaptı. Daha sonra merkez Sarıçam ilçesinde partisinin düzenlediği mitinge katılan Devlet Bahçeli, hükümete 17 Aralık ‘rüşvet ve yolsuzluk’ operasyonu üzerinden yüklendi. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin adaleti kendi içerisinde sağlayamadığını savunan Bahçeli, şöyle devam etti: “AKP, kendi içerisinde eşit gelişme seviyesine ulaştırabilecek bir kalkınma politikasını uygulayamamış. Bırak milletin diğerlerini kendi partisi dahil şu an perişan haldedir. Ama bir avuç vardır ki; işte 17 Aralık’tan itibaren yıllardır Çukurova’nın dağında, ovasında bayırında çoğumuz önce yalın ayakla, sonra lastik bir ayakkabı ile zaman zaman yemini ile dolaşıp durduk. Ayakkabıyı ancak okula gittiğiniz zaman, biraz hali vakti yerinde olanların oldu. Daha sonra artık ayakkabı giyme; bizim Adana tabiriyle ‘topuğu yıkık da olsa, kundura giymeye başladılar. Hiç aklımıza ayakkabı kutusu nedir, ne işe yarar diye hiç düşündünüz mü? İşte 17 Aralık’ta sonra alayımız öğrendi. Ayakkabı kutusu kıymetlidir. İçerisinde 4.5 milyon dolar bulunmaktadır. Arkasından İran’dan 29 yaşında bir şarlatan gelmiş. 4 tane bakan çocuğunu kafeslemiş. Onlar aracılığı ile bakanlara her dediğini yaptırıyor. Onun karşılığında da rüşvetlerle, yolsuzluklarla bakanları ailecek besliyor, zenginleştiriyor. Son 17 Aralık’ta bu olayla karşı karşıya kaldık.”
BAKAN ÇOCUKLARINDA 7 KASANIN NE İŞİ VAR?
“Ne kadar zengin olursanız olun. Evde belki her türlü hırsızlığa karşı bir kasa bulunabilir.” diye devam eden MHP lideri Bahçeli, “Ama bakan çocuklarında 7 kasanın ne işi var. Bu kıymetli uşaklar para sayarken kolu yoruluyor. Bir akılı gelip, ‘yorma kendini, bir para sayma makinasını şu kutuların içine koy, sana kolaylık olur.’ diyor. Birde havuz meselesi çıktı. Bu havuz salmalarla birikiyor. Yani Recep Tayyip Erdoğan, kendi döneminde ihale kapmış olanlarla, kendi döneminde zenginleştirdiği insanlardan kısmen haraç ister gibi ‘100 milyon dolar gönderin, havuza’ diyor. Cevap: Emrin olur, diyorlar. Böyle bir ‘gönder emrin olurla’ 630 milyon dolar havuzda para birikiyor. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bir gazeteci soruyor: Bu işadamları nasıl adamlar. (Erdoğan) ‘Bunlar istikrarlıdır, havuza da girseler ıslanmazlar’ diyor. Herhalde Yörüklerin koyun yününden yaptığı döşek zannediyor havuzu. Halbuki döşek yerine, yün yerine orada Amerika doları var. Hanginiz girseniz ıslanırsınız. Kiminle alay ediyorsun, Sayın Recep Tayyip Erdoğan.” şeklinde konuştu.
BENİ KURTARMAZSANIZ ALAYINIZI YAKARIM, DEMİŞTİR
17 Aralık iddianamesini hazırlayan savcı, kolluk hizmetlerini sunan polis ve nöbetçi hakimlerin kalmadığını hatırlatan Bahçeli, şunları söyledi: “Şimdi savcılar kıyıldı, hakimler yer değiştirdi, 8 bin polis kardeşimiz darmadağın oldu. 28 valinin yeri değişti, merkeze alındı. Yani yolsuzluğun önünü temizlemek için Recep Tayyip Erdoğan, oğlu Bilal’e veya kendisine ulaşabilecek her türlü yolsuzluk ve rüşvetin önünü tıkamak için her türlü hukuk dışı eylemler yapılır ve alışkanlık haline getirilir durumda olmuştur. Şimdi görüyoruz yine bir HSYK’nın yeniden değiştirilmesiyle 17 Aralık’taki savcının iddianamesi ret ediliyor. Yeniden düzenlenmesi isteniyor. Acaba kimleri kurtaracaksın. Hele hele o İranlı şarlatanı içeri aldınız. ‘Altın kaçakçılığı, kara para alama, 4 bakana ve çocuklarına rüşvet dağıtmadan’ suçlu olan kişi 40 küsur günde dışarı çıktı. Bu kadar acele, bu niye dışarıya çıkarıldı. Her halde o İranlı şarlatan Başbakana gelen avukatıyla demiştir: Beni kurtarmazsanız alayınızı yakarım. İşte bu korku bacayı sarmış. Recep Tayyip Erdoğan herkese iftira ediyor. Herkese, ‘alçak, bana komplo kurdular, montaj yaptılar’ diyor. Kendisi sütten çıkmış ak kaşık. Senin ak kaşıklığın mı kaldı. Kapkara bir kaşık oldun sen. Halada Türkiye’yi yemekle meşgulsün. Meydanları dolaşıyorsun. Medyanın propaganda gücüyle herkese iftira ediyorsun. Ama dilinin ucundan ‘ülkemde bir yoksulluk, rüşvet’ konusu var. Bazı insanlar tutuklandı, bazı inşalar bırakıldı. Şimdi bize kadar dil uzatılıyor. Bizim partimizin aktı, ama bunlar akı karartıyorlar. Ben bütün savcılara tam yetki veriyorum: Araştırın bulun, ta oğlum Bilal’e kadar varsa çıkartın diyeceği yerde herkese iftira ediyor. Herkese hakaret ediyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan sen bittin. Senin siyasi ömrün tükendi. Sen yüzde 51’le geldin, 51’le gideceksin. Gidişin sırasında Adanalılar davul zurna ile üçayak oynayacak Allah’ın izniyle.”