Mevlüt Karakaya: Ankara şu ana kadar ranta dayalı yönetildi
MHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mevlüt Karakaya, Ankara’nın şu ana kadar çok özensiz ve kötü yöneltildiğini söyledi. Kendisinin en önemli vaadinin yeni yönetim misyonu olduğunu vurgulayan Karakaya, “Ankara şu ana kadar ranta dayalı yönetim anlayışı ile yönetildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın temel görevi, Ankara’yı dünya mirası arasına sokacak bir anlayışı misyonu ortaya koymaktır.” dedi.
Yerel yönetim seçimlerine bir aydan kısa süre kala, partilerin adayları her fırsatta seçmenlerin karşısına çıkmaya devam ediyor. Bu kapsamda, ATO Congresum’da seçmenlerle bir araya gelen MHP’nin Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Adayı Mevlüt Karakaya, bir yandan vaatlerini sıraladı, diğer taraftan rakibi Melih Gökçek’i eleştirdi. Melih Gökçek’in yönetim anlayışının ‘ranta dayalı’ olduğunu savunan Karakaya, adayları er meydanında tartışmaya davet etti.
Karakaya konuşmasında vaatlerini şöyle sıraladı: “Her mahalleye hizmet bürosu oluşturacak, kenti sosyal yaşamı yaşanır hale getireceğim ve bunun için her türlü dönüşümü yapacağım. Ankara gençlik evleri açacağız, ev hanımları için etüd evleri oluşturacağız. Her mahallede bir spor kompleksi her semte bir gençlik merkezi, her ilçeye de bir sanat merkezi kuracağım. Ankara’yı gece gündüz ulaşımın sağlandığı bir kent haline getireceğim. Atatürk Kültür Sitesi oluşturacağım, Bir de kültür sokağımız olacak. Uluslararası Sanat Festivalleri, Yaşam ve Doğa Festivallerini yapacağız. Ankara bağlarını güçlendireceğiz. Şehir dışında yaşayan Ankaralıları bir araya getirecek festivaller yapacağız. Allah’ın izni ile Ankara’ya doğal yeşilliğini kazandıracağız. Her mahalleye, has bahçeler oluşturacağız.”
“BELEDİYENİN KAYNAKLARI İYİ KULLANILAMADI”
Karakaya, konuşmasında, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin kaynaklarının iyi yönetilemediğini de vurguladı. Bütçenin 2014 yılında 7 milyar TL olduğunu ifade eden Karakaya, “Ankara bu katkıdan istifade edemedi, bugüne kadar. 7 milyarlık bütçenin yüzde 20’si israf oldu. 1 milyarın üzerindeki israfı önleyecek Ankaralılar için kullanılacağız. Ankara’nın para ve kaynak zorunu yok, kaynak sorunu yok.” diye konuştu.
Kırsal alanda üretilen ürünlerin pazarlanmasının ve katma değer oluşturulması için de Büyükşehir Belediyesi olarak her türlü imkanı sunacaklarını vadeden Mevlüt Karakaya, “Kırsal yıllardır, merkezdeki potansiyelden istifade edemedi. Katma değerli ürünlerle bu bölgedeki insanların metropol ilçelerdeki farklılıkları kaldıracak projelerimiz var. Hayvansal üretimi destekleyecek önemli projelerimiz var.” ifadelerini kullandı.
Karakaya, Ankara için en büyük projesinin ise ‘yönetim projesi olduğunu dile getirdi. Ankara’nın, kendi kaynağını kendisi üreten bir kent olduğunu dile getiren Karakaya, “Bu kentte yıllardır, yönetim sorunu var. Dışarıdan bakıldığında Ankara’nın başkent olduğunu gösteren bulunuyor mu? Dışarıdan gelenler Cumhuriyetin başkente geldiklerini hissedebiliyor mu?” dedi.
“KAPILARIN TARİHİ, BİR ANLAMI, ALTYAPISI OLUR”
Karakaya, Melih Gökçek tarafından inşa ettirilen Ankara’nın giriş kapılarını da eleştirdi. “Kapıların bir anlamı, tarihi bir altyapısı olur.” diyen Karakaya, “Bugün, Ankara’da bir kapı yapacaksınız, bir devlet büyüğünün bir tarihi şahsiyetin geçmesi, bir anlamının olması gerekiyor. O zaman o kapılara insanlar sahip çıkarlar.” ifadelerini kullandı.
Karakaya, Ankara’nın şu ana kadar ‘ranta dayalı yönetim anlayışı’ ile yönetildiğini savunarak, Ankara Büyükşehir Başkanının temel görevinin, başkenti dünya mirası arasına sokacak bir anlayışı, misyonu ortaya koymak olduğunu ifade etti.
“GELİN KENT MEYDANLARINDA TELEVİZYONDA TARTIŞALIM”
Karakaya, rakiplerine de “Ankara’yı yönetmeye talip olanlar, takım stratejik, milli iradeyi yönlendirmeye yönelik yanlış söylemlerle sonuçları etkilemeye çalışmayın.” uyarısında bulunarak, şu çağrıda bulundu: “Gelin hep beraber oturalım. Ankara’nın geleceğini konuşalım. Ankara hayallerimizi anlatalım. Nasıl düzelteceğimizi, 20-30 yıl sonrasının Ankara’sını kent meydanlarında, televizyonlarda tartışalım. Söylenti yaparak değil, gelin tartışalım. Çağırıyorum. Gelmezlerse tek başıma konuşacağım.”