Bahçeli Bozüyük’te konuştu: ‘Dün akşam bir olay patladı…’
Bilecik Bozüyük’te partililere hitap eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “71 günden buna Sayın Recep Tayyip Erdoğan birçok insanları davet ederek, savcıları sürerek, telefon dinlemeleriyle konuları başka yere çekmeye çalışıyor. Ama gördük ki dün akşam bir olay patladı, Türkiye’nin gündemini oluşturuyor. Çok büyük bir rüşvete baba oğul karıştıkları görülüyor” dedi. Bahçeli şuanda Bilecik’te ikinci konuşmasını yapıyor.
İşte Bahçeli’nin konuşmasından satır başları:
BAHÇELİ:DÜN AKŞAM BİR OLAY PATLADI..
30 Mart’ta yapılacak seçimler nedeniyle vekillerimiz, merkez yönetimimizle her yeri geziyoruz.
Bilecik gezimizi başlatıyoruz.
Göstermiş olduğunuz yakın alakaya şükranlarımı sunuyorum.
Aziz vatandaşlarım bu seçimler 1394 seçim çevresinde yapılmaktadır.
MHP değerli dava arkadaşlarımızla katılmaktadır.
“30 MART TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE YÖN VERECEK”
28 Ağustos’ta cumhurbaşkanlığı seçimleri olacaktır.
30 Mart öyle bir süreç ki Türkiye’nin geleceğine yön verecektir.
MHP bu seçimleri önemsemektedir, MHP milletimizi uyandırmak için çalışıyoruz.
Türkiye çok kritik bir dönemde.
Türkiye’nin temel sorunlarından biri açlıktır, adaletsizliktir, ahlaksızlıktır, yolsuzluktur, yozlaşmadır.
Bu 11 yıllık AKP’nin fotoğrafıdır.
“71 GÜNDÜR GÜNDEM DEĞİŞMEDİ”
Sayın Başbakan her ne kadar devlet imkanlarını özellikle de TOKİ’yi kullanarak gösterişli toplantılar yapsa da Türkiye’nin bölünmeye başladığını görmemektedir.
71 gündür gündem değişmemiştir.
17 Aralık Rüşvet operasyonu yolsuzluk operasyonu yapılmıştır.
Bürokratlar, bakanlar, bakan çocukları, müdürler var.
Türkiye kötü bir tünele sürüklenmiştir.
Başbakan üstünü örtmeye çalışmıştır.
“BAŞBAKAN KONUYU BAŞKA YERE ÇEKMEYE ÇALIŞIYOR”
Halkımız yolsuzluk ve rüşveti takip etmiştir.
Bu çocuklar kimdir, ayakkabı kutularında bulunan paralar nedir, neden evde çıktı bu para dediğimiz zaman 71 günden buna Sayın Recep Tayyip Erdoğan birçok insanları davet ederek, savcıları sürerek, telefon dinlemeleriyle konuları başka yere çekmeye çalışıyor.
“DÜN AKŞAM BİR OLAY PATLADI…”
Ama gördük ki dün akşam bir olay patladı, Türkiye’nin gündemini oluşturuyor.
Çok büyük bir rüşvete baba oğul karıştıkları görülüyor.
Demek ki içine doğmuş bir telaşla oğlu Bilal’i arıyor.
Kardeşler var, oğullar var, akrabalar var.
“DOĞRUYSA BİR SANİYE BİLE KALMAMAN LAZIM”
Böyle bir durumda Türkiye’de yolsuzluğun başının Başbakan olduğunun işareti var.
Başbakan komplo diyor.
Yalansa komploysa bunu halkımıza açıklasın.
Ama konuştuklarınız doğruysa bir saniye bile başbakanlık görevinde kalmaman lazım.
Yargı harekete geçmeli.
Sayın Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı sandalyede oturmamalıdır, bu kadar belge ortadaysa, bütün konuşmalar her yönüyle nüfus ettiyse savcı oturamaz bu neyin nesidir demeli?
Bir soruşturma başlatalım demeli?
Bahçeli’den önemli açıklamalar
Bu seçimler sadece Belediye başkanımızı seçmekle kalmayacak, bir siyasi süreç içerisinde önemli bir ilk adımdır. Bu seçimlere mutlaka yüksek bir katılım sağlamalısınız. Millet iradesiyle geldik, yüzde 51 bizimledir diyenlere bu süreç kararlı sürdürülürse ‘Haydi millet iradesiyle gelmiştin, millet iradesiyle sana güle güle diyoruz’ demek lazımdır.
Bazı siyasi olaylar gelişirken karanlık noktalar kalmaktadır. Eğer o noktaları fark edemezsek gelecekte ortaya çıkacak siyasi olayları yorumlamakta zorluk çekeriz. Erdoğan AKP’nin kurucu genel başkanıdır. Ancak 3 Kasım 2002’de vekil olamadığı için, hükümet sayın Abdullah Gül tarafından kurulmuştur. Aradan zaman geçti. 16 Mart 2003’de Erdoğan milletvekili seçilmiş, dolayısıyla Gül’ün ayrılmasıyla Başbakan olmuştur. TV’lerde nasıl başarılı olduğunu anlatıyor. Ama Siirt’ten vekil seçilene kadar geçen 116 günlük sürede elinden kim tuttu anlatmıyor. Bir gün TV’lere çık da şu 116 günde ne oldu? Şimdi iktidar ve ana muhalefet partisi geçinemezken o zaman nasıl işbirliğine girdiniz? Bu karanlık süreçte hangi güçler nasıl yardımcı oluyor bunu iyi görmek lazım. Tek başına iktidar olabilmek için 276’nın üzerinde bir milletvekilliğine sahip olmanız lazım. Bu sayıyı AKP açmıştır. 3. Dönemde 326 vekili var, yüzde 51 destekle halk tarafından TBMM’de destekleniyor. Şu anda Erdoğan kuvvetler ayrılığının ikisinde egemen. Yasama ve yürütmede var. Bir de medyada kendisine bir şark oluşturmuş, bir çok medyayı adamlarına kurdurtmuş ya da yanına çekmiş. Bazılarında da kendisine fayda temin etmeyen konular varsa müdahale ediyor, bir şey olursa ‘alo’ de yeter diyor. TV’lerde programcı ve yayıncıları işinden ediyor Demokrasilerde 4. Kuvvet olan medyayı da yanına çekmiş. Yoldan çıkıyor, kimseyi tanımaz hale geliyor. Yüzde 51’i tanımaz olmuş, yüzde 49’u zaten yok farz ediyor. Çiftçiye ‘al ananı git’ diyor, öbürü ‘sana oy verdim’ diyor, o ‘vermeseydin’ diye cevap veriyor. Güç alanı olunca başlıyor otoriter, diktatör olmaya. Bunun için de üçüncü kuvveti eline alması lazım. O da yargı. Yargının bağımsız ve tarafsız olması lazım. HSYK’ya teşekkür eden kendisi, atamaları yapan Adalet Bakanı. Anayasa Mahkemesi kendisinin zırhı olsun, yargı ise kendisine engel teşkil edenleri ortadan kaldırsın. Türkiye’de karanlık dönemin sonucunda açlık, adaletsizlik, ahlaksızlık, yolsuzluk, yabancılaşma başlıyor. Kaos, kriz, kutuplaşma, kamplaşma, bunalım bunlar 11 yılın içinde kendini gösteriyor. Partisinde de kimseyi tanımıyor. 4 danışman, 2 bürokrat. Memleket bunlarla yönetiliyor. Bunların hepsinin üstü örtülüyormuş. Fasulye, nohut, kömür yardımlaşmasıyla millet aldatılıyormuş. Bir ayakkabı kutusunun içinde 4,5 milyon dolar. Kimin evi Halk Bankası genel müdürünün evi. Banka kasasında durması gereken paranın genel müdürünün evinde ne işi var. Dün de Başbakan ‘parası iade edilmiştir’ diyor. Avucunun içinde 4 bakan ve onun çocuklarını almış. Vatandaşlık almak istiyor, bakan ‘emrin olur’ diyor. 70 gündür yolsuzluk ve rüşvet var. Bunu hafife alamayız. Erdoğan ‘bunları paralel devlet yapıyor, bizi kıskanıyorlar’ sözüyle kimseyi kandıramazsın. İstanbul’da 3. Havaalanı inşaatı yaptın. Her yerde taşıma insanlarla toplantı yapıyorsun. Bunu iktidarın döneminde beslenen bazı işadamlarıyla. Havuzda toplansın diye salmalar çıkarıyor. Salmalar salınıyor havuz için. Aralarında küfreden var. Şu terbiyesizliğe bak. Hem yetimin hakkını çalıyorsun sonra da kalkıp hakaret ediyorsun. Havuzda 630 milyon dolar para toplanması ortaya çıkınca Başbakan ‘bunlar itibarlı işadamları’ diyor. 630 milyon dolar havuza konduktan sonra orada suyun ne işi var, oraya giren neden ıslansın? Yeşil dolarlar orada. Buraya giren ıslanır mı? Islanıyorsa yetimin hakkını yediği için gece kabus görüyor, korkudan terliyordur. Şu Allah’ın işine bak. 70.nci günde ses kaydı çıkıyor. Yasin El Kadı, Usame Kutub, hepsinden önemlisi muhterem evladı Bilal Erdoğan. ‘Ortalık karıştı, etrafı temizleyin’ gibi. Başbakan montaj diyor. Ses senin sesin, oğul senin oğlun. Onun da sesi bildik hale gelmiş. 3 dönemdir iktidardasın. Yargı, medya, devletin imkanları sende. Rüşvetin üstünü örteceğine, Kasımpaşalı ayağından gidiyorsun bir delikanlılık yap da görelim. Başbakan çıkıp diyecek ki ‘Aziz milletim 11 yıldır iktidarım. Rüşvet ve yolsuzluklar konuşulur hale geldi. AK Partiyiz bunun aklanması lazım. Yargıyı göreve davet ediyorum. Rüşvetin kökünü kazımak istiyorum nereye giderse gitsin’ diyeceğin yerde. Bunun üstünü örtmek için savcıları kıymak, polisler sürmek ne anlama geliyor. Memleket öyle bir hale geldi ki torba yasayla torbacılar faaliyet gösterir hake geldi. Torbacıların da bileğinden başka yerleri gözükmüyor. Başbakan bile olmaması gereken kişinin 28 Ağustos’ta cumhurbaşkanı olması normal midir? Cumhurbaşkanlığı onun için rüyadır. Cumhurbaşkanı olamayacak.