Evinizin içinde hapishanede gibi yaşıyorsunuz
Mersin’de, yakalandıkları yeni tip koronavirüsü (Kovid-19) atlatan Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak ve AK Parti Kadın Kolları İl Başkanı Aysel Mavioğlu Öner, hastalık sürecinde yaşadıkları zorlukları anlattı.
Belediye Başkanı Mustafa Gültak, Kovid-19 testinin pozitif çıkmasıyla evinde 14 gün izolasyonda kaldığını, bu süreçte psikolojik olarak zor anlar yaşadığını söyledi.
Gültak, “Evinizin içinde hapishanede gibi yaşıyorsunuz. Dünyada insanların en önemli hissettiği an özgür ve hür olmasıdır. Evinizde eşinizle yemek yiyemiyorsunuz. Yatak odalarınızı ve bütün oturma alanlarınızı ayırmak zorunda kalıyorsunuz. Minimum temasla yaşıyorsunuz. Evinizin içerisindesiniz ama özgür değilsiniz. Sanki yabancı bir evdeymişsiniz gibi rahat hareket edemiyorsunuz. Bu da insan psikolojisi üzerini etkiliyor.” diye konuştu.
Gültak, karantina süresinin bitimine kadar Kovid-19’a ilişkin olumsuz ifadelerin yer aldığı her şeyden kaçındığını belirterek, “Bu hastalıktaki en önemli şeylerden birisi dinlenmek. Kendinizi strese sokup psikolojinizi bozduğunuzda bütün kimyanız değişiyor. Bu da vücudunuzu tetikleyip hastalığı daha ağır geçirmenize neden oluyor.” ifadesini kullandı.
Evinde geçirdiği karantina döneminde hastalığın çeşitli belirtilerini yaşadığını anlatan Gültak, şöyle konuştu:
“Evde maskemizi çıkarmadık, hastalık eşime geçmedi. Maskenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Aynı havayı solumamıza rağmen eşime geçmedi. Kovid-19 kurallara uyduğunuz zaman korkulacak bir hastalık değil ama bu hastalığı küçümsememek gerekiyor. Çok vatandaşımızı kaybettik. PCR testi belli olduktan sonra ‘İlaç kullansam mı kullanmasam mı’ diyenler var. Doktorlar ne diyorsa söylenenlere harfiyen uyulması gerekiyor. İlaç kullanmak çok önemli.”
“Oğlunuza dokunup çocuğunuzu kucaklayamıyorsunuz”
Aysel Mavioğlu Öner de Akdeniz Belediyesi meclis toplantısına katılacağı sırada Kovid-19’a yakalandığını öğrendiğini aktardı.
O an hissettiği ilk duygularını anlatan Öner, “Pozitif olarak meclise gitseydim, toplantıdaki arkadaşlarıma ve diğer bürokratlara bulaştırma riskim olacaktı. En çok ürküten şey, hastalandığımda fark etmeden bir başkasına, çocuğuma, eşime, yakınlarıma, sevdiklerime bulaştırmak. Benim yüzümden insanlar hastalanır ve vakayı çok ağır şekilde geçirselerdi üzülecektim.” ifadelerini kullandı.
Öner, hastalıkla mücadele ettiği süreçte birçok şeyin kıymetini daha iyi anladığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Karantina döneminde oğlunuza dokunup çocuğunuzu kucaklayamıyorsunuz. Eşinize uzaktan ‘güle güle’ diyorsunuz, yaklaşamıyorsunuz. Bu süreçte sevdikleriniz ve dostlarınızdan uzak durmanız gerekiyor. Kokuları hissedemedim. Kokulara karşı çok duyarlı bir insanım. Koklamayı da severim. Sanki doğayla aranıza bir mesafe giriyor gibi. Çiçeği, sabunu ya da bir meyveyi koklayamamak insanı boşlukta hissettiriyor. 5 duyunun hepsi büyük bir nimet ama koku çok önemli.”
Öner, evde 14 günlük karantina süreciyle hastalığı atlattığını belirterek, Kovid-19’la mücadele maske, mesafe ve hijyen kurallarının büyük önem taşıdığını dile getirdi.