Bakan Kurum: Deprem ve kentsel dönüşüm siyaset üstü bir konudur
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, TBMM Genel Kurulu’nda, Bakanlığının 2021 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada, son günlerine yaklaşılan 2020 yılının dünya için bir sınavlar ve muhasebeler yılı olduğunu belirterek yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle dünyanın zor bir dönemden geçtiğini söyledi.
Bilhassa gelişmiş devletlerin yaklaşık 100 yıldır çevreye, doğaya ve biyolojik çeşitliliğe verdikleri geri döndürülemez zararın sonuçlarının 2020 yılı boyunca en dramatik şekilde görüldüğünü ifade eden Kurum, Türkiye’nin bu ülkelerin aksine, hep çevreye ve doğanın dengesine karşı sorumlu bir ülke olduğunu vurguladı.
“Türkiye, iklim değişikliğine uyum ve çevreci şehircilik uygulamalarının yaygınlaştırılması noktasında birlikte yönetimi hep önde tutmuştur.” diyen Kurum, kendilerinin de göreve geldikleri andan itibaren, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ruhuna uygun bir şekilde çevre ve şehircilik adımlarını yerel yönetimlerle birlikte attıklarını, istişare kanallarını hep sonuna kadar açık tuttuklarını anlattı. Kurum, “Ben bu anlamda 81 ilimize, 300’e yakın ziyarette çözümleri yine birlikte ortaya koyduğumuz valilerimize, milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum.” dedi.
“81 şehrimizin her biri bizim bedenimiz, çevre ve tabiat ise bizim ruhumuzdur. Çevre ve şehri bir bütünün parçaları olarak görüyoruz.” diyen Kurum, çevreyi, millet bahçeleri, ekolojik koridorlar, iklim değişikliği eylem planları, Sıfır Atık Hareketi, yüzölçümünü her geçen gün artırdıkları doğal koruma alanlarını muhafaza edip geleceğe taşıdıklarını söyledi. Kurum, şehirleri ise iyiliğin, güzelliğin, sanatın, kültürün, sporun ve sağlığın 81 ayrı merkezi olarak gördüklerini ve bu idrakle çalıştıklarını aktardı.
“Deprem dönüşümü terörle mücadele kadar önemlidir”
Medeniyetin mirası şehirleri afetlere hazırlarken çalışmaların merkezine çevre hassasiyeti ve yatay şehirleşmeyi koyduklarını ifade eden Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“2020 yılında Elazığ, Malatya ve en son İzmir’de yıkıcı depremler yaşadık. Bu depremlerde 158 canımızı kaybettik. Kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza, Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Devletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, bakanlıklarımızla, TOKİ, İller Bankamızla, Jandarmamız, AFAD’ımız, UMKE’miz, Kızılayımız, tüm sivil toplum örgütlerimizle, gönüllülerimizle depremzede vatandaşlarımızın yaralarını sarmak için seferber oldu. Her üç ilimizde de arama kurtarma, hasar tespit ve dönüşüm çalışmalarımızı hızlı bir şekilde başlattık. Elazığ ve Malatya’da 26 bin, İzmir’de de 5 bin olmak üzere toplam 31 bin yeni yuvamızın inşa süreçlerini hızlı bir şekilde başlattık. 8 ay gibi kısa bir süre içerisinde Elazığ ve Malatya’da 3 bin konutumuzun teslimin vatandaşlarımıza yaptık. İzmir’de de projelerimizi hızlı bir şekilde hazırladık ve dün itibarıyla ilk ihalemizi de gerçekleştirdik. Önümüzdeki yıl hem İzmir’de hem Malatya’da hem de Elazığ’daki afetzede vatandaşlarımıza konutlarını inşallah teslim ediyor olacağız. Her zaman ifade ettiğimiz gibi deprem dönüşümü terörle mücadele kadar önemlidir. Maalesef bugün nüfusumuzun yüzde 71’i riskli bölgelerde yaşıyor ve son 100 yılda, 80 bin vatandaşımız depremlerde hayatını kaybetti. Dün Düzce’de, Kocaeli’de, Van’da ve Bingöl’de; bugün de Elazığ’da, Malatya’da, İzmir’de depremlerden sonra nasıl bir, beraber olduysak depreme hazırlık noktasında da yine bir ve beraber olmak zorundayız. Deprem ve kentsel dönüşüm hepimizin ortak meselesidir, siyaset üstü bir konudur.”
Devletin hesabını veremeyeceği tek kuruş, tek bir kırık akçe olmadığını vurgulayan Kurum, “17 yılda devletimizin, topladığı deprem vergisinin katbekat fazlasını, deprem bölgelerine, depremzede vatandaşlarımıza, depreme hazırlık, güçlendirme, kamulaştırma, önlem çalışmaları kapsamında harcamıştır. 1999 depreminden sonra depremzede vatandaşlarımız için 80 bin kalıcı konut yapılmış, teslim edilmiştir. Cumhurbaşkanımızın, 2012 yılında, her türlü siyasi bedeli göze alarak İstanbul’da başlattığı kentsel dönüşüm seferberliğimizi ‘Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm’ hamlesiyle daha da hızlandırdık. 2012 yılından bugüne tüm ülkede 1,5 milyon konutun dönüşümünü tamamladık.” diye konuştu.
Burada ikamet eden 6 milyon vatandaşın can ve mal güvenliğini teminat altına aldıklarını ifade eden Kurum, “Yapı denetim sistemimizle 2001 yılından bugüne 6 milyon bağımsız bölümü denetledik ve bu çerçevede 24 milyon vatandaşımızın depreme dayanıklı konutlarda oturmasını sağladık. Burada şu hususun altını çizerek ifade etmek isterim: Elazığ ve İzmir depremlerinde yaptığımız tespitlerde ağır hasarlı ya da yıkık binaların birçoğunun 1999 öncesi yapılmış sağlıksız binalar olduğunu gördük ve bu da yine, 99 depremi sonrasında aldığımız tedbirlerin, yapı denetim çalışmalarının bir sonucudur.” dedi.
TOKİ’nin, 18 yıl içinde ürettiği 975 bin konutta, 4 milyon vatandaşın güven içerisinde oturduğunu ifade eden Kurum, son iki yıl içinde 80 bin konutun teslimini yaptıklarını söyledi. Kurum, “İnşallah 1 milyonuncu konutumuzu tamamlayarak 2021 yılının başında Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle anahtar teslimini yapacağız ve dünyada belki de ilk olacak. Bir kamu idaresi tarafından bir milyon konutun yapımı.” diye konuştu.
Bakan Kurum, bir milletvekilinin “İstanbul’da sadece rant olan yerlerde kentsel dönüşüm yapılıyor” ifadesinin asla gerçeği yansıtmadığını söyledi. Kentsel dönüşümde önceliği arazinin değerine göre değil, binanın güçsüzlüğüne göre belirlediklerini ifade eden Kurum, “Bu kapsamda, sadece İstanbul’da 10 milyon metrekare büyüklüğünde 64 riskli alanda çalışıyoruz. Beyoğlu Okmeydanı, Gaziosmanpaşa, Güngören Tozkoparan, Bağcılar, Esenler, Ataşehir yine Üsküdar da bu alanlarda kentsel dönüşüm projeleri yürüttüğümüz projelerden sadece birkaçı.” değerlendirmesinde bulundu.
“Rant alanlarında kentsel dönüşüm yapıyorsunuz” diyenlerin demek ki bu alanları hiç gidip görmediğini belirten Kurum, “Biz şu anda İstanbul’da 370 bin bağımsız birimden oluşan 72 bin binayı riskli yapı statüsünde yeniliyoruz. Bunlardan 310 bin 791 sağlıksız konutun yıkımını tamamladık ve bu alanlarda yeni güvenli ve sağlıklı konutlarımız, yuvalarımız hızlı bir şekilde yükseliyor. Sadece TOKİ Başkanlığımızla İstanbul’da 22 ilçede 41 kentsel dönüşüm projesi yürütüyoruz. Bu kapsamda 85 bin konutu projelendirdik. Son 8 ayda İstanbul’da 10 bin konutun temellerini attık. Özellikle İstanbul’un dönüşümü için çok önemli olduğunu düşündüğümüz, belki dünyada ilk ve tek olacak 60 bin konutluk kentsel dönüşüm projemizi Esenler’de başlattık. İstanbul’un Avrupa yakasında başlattığımız bu büyük dönüşüm projesinin bir benzerini de Anadolu yakasında gerçekleştiriyoruz.” dedi.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla Fikirtepe’deki vatandaşlarımızın yaşadığı mağduriyeti sonlandıracak adımlarımızı attık. 60 bin vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren Yeni Fikirtepe Projesi’ni tüm altyapılarıyla beraber yatırım değeri 5 milyar lira olan 15 bin konutun inşasına da başlıyoruz. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde de terör olaylarından dolayı zarar gören şehirlerimizin yaralarını sardık. Sosyal donatılarıyla beraber 26 bin konutu terör mağduru kardeşlerimize teslim ettik. Şu an, ülke genelinde, sahada yatırım değeri 81 milyar lira olan 272 bin konut ve kentsel dönüşüm konutumuzun sosyal donatılarıyla birlikte inşası devam etmektedir. 2021 yılında da toplam bedeli 25 milyar lira olan 80 bin konutluk kentsel dönüşüm ve sosyal konut projemize de başlayacağız. Buranın altını önemle çiziyorum. Son 18 yılda, kamu ve özel sektör eliyle yapılan kentsel dönüşümde, TOKİ konutlarımızla, yapı denetim sistemimizle ülkemizdeki binaların yüzde 65’ini güvenli hale getirdik ve 54 milyondan fazla vatandaşımızı yine afetlere karşı güvence altına aldık.”
HDP’ye tepki
HDP’li milletvekillerinin konuşmasını ibretle izlediğini aktaran Bakan Kurum, “HDP vekili kendince bize çevrecilik, şehircilik dersi veriyor. Biz sizin çevreciliğinizi Diyarbakır sokaklarında, dünya mirası Sur’un sokaklarında gördük, Şırnak’ta, Mardin’de yakıp yıktığınız tarihi eserlerde, bu milletin bağımsızlığının simgesi camilerimizin harap hallerinde gördük.” şeklinde konuştu.
Eski Sur ile yeni Sur’un fotoğraflarını gösteren Kurum, “Ardınızda, gözü yaşlı on binlerce insan, binlerce aile bıraktınız. Ardınızda, harabeler içerisinde şehirler bıraktınız. Bize çevreciliği de şehirciliği de öğretemezsiniz.” diye konuştu.
Kırklar Dağı’na ilişkin fotoğrafları da gösteren Kurum, şunları kaydetti:
“Biz sizin çevreciliğinizi işte en son Kırklar Dağı’nda gördük. Kırklar Dağı’ndaki binalara bak. Türkülere konu olmuş o yemyeşil Kırklar Dağı’nda nasıl bir çevre talanı, nasıl bir doğa katliamı yaptığınızı gördük. Biz bugün Doğu, Güneydoğu’da bıraktığınız enkazı, gerçekleştirdiğiniz talanı gidermeye çalışırken, Doğu’yu, Güneydoğu’yu karış karış ihya ve inşa ederken, bize talandan, katliamdan bahsedemezsiniz. Sizler, bu ülkede sadece çevre ve şehirciliği değil, eli kalem tutacak gençlerimizin istikballerini, annelerimizin hayallerini, Kürt kardeşlerimizin hayatlarını çaldınız, talan ettiniz, katlettiniz.”
“İnşallah 2021 yılında yeni Dereli’yi de inşa edeceğiz”
Kurum, sel ve heyelan riski altındaki Trabzon Araklı’da 118 konut ile Giresun Bulancak’ta 570 konutun yapımına başladıklarını söyledi.
Giresun’da, Yeni Dereli Projesi’ni dere taşkın kotunun üzerinde, herhangi bir taşkın riski altında olmayacak şekilde dere güzergahından çekerek başlattıklarını ifade eden Kurum, “İnşallah 2021 yılında yeni Dereli’yi de inşa edeceğiz, vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.” diye konuştu.
Tarihi kent merkezlerini aslına uygun bir şekilde yeniden canlandırdıklarını dile getiren Kurum, “Ankara Saraçoğlu’nda 100 dönüm alan üzerinde çok önemsediğimiz, bizim tarihimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi yansıtan projeyi başlattık.” ifadesini kullandı.
Kurum, Ankara’da Hergelen meydanında; Konya Mevlana Meydanı’nda; Bursa, Erzurum, Kayseri, Yozgat, Kastamonu, Diyarbakır, Niğde, Muş, Kütahya, Sinop ve Zonguldak’ta önemli projeleri yürüttüklerini kaydetti. Kurum, Balıkesir Zağnos Paşa Camii ve etrafında çok önemli bir dönüşüm projesi gerçekleştirdiklerini söyledi.
“Şehrin içinde kalmış sanayi alanlarını çok daha modern ve geniş alanlara taşıyor, şehirlerimizdeki otopark ihtiyacını giderecek, trafiği rahatlatacak bölgesel katlı otoparklar yapıyoruz.” diyen Kurum, tüm bu yatırımları yaparken, kentsel dönüşüm başta olmak üzere şehirlerin geleceği adına Meclis’in de çok önemli düzenlemelere imza attığını, bu düzenlemelerle artık hiçbir kentsel dönüşüm projesinin yarım kalmadığını, vatandaşların tek taraflı fesih hakkına sahip olduğunu dile getirdi. Kurum, kanunun çıkmasında emeği olan tüm milletvekillerine de şükranlarını sundu.
“Kentsel dönüşümün önünde hiçbir engel yoktur”
Kentsel dönüşümün önünde hiçbir engel olmadığını vurgulayan Kurum, “Belediyelerimizin tespit, yıkım ve inşa konusunda önlerinde hiçbir engel yoktur. Mesele, kentsel dönüşüm konusunda tespitler yapmaktır, kararı vermektir, inisiyatif almaktır, harekete geçmektir. Bu anlamda, tüm belediyelerimizi kentsel dönüşüm konusunda çok daha aktif olmaya davet ediyorum ve bakanlık olarak, hiçbir ilimizi, 83 milyon vatandaşımı ayırt etmeksizin kentsel dönüşümle ilgili her türlü desteği vereceğimizin sözünü de yüce Meclis çatısı altında vermek istiyorum.” dedi.
Bakan Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Mevlana Hazretleri, ‘Bulutlar ağlamasa, yeşillikler nasıl güler’ demiştir. Bugün dünya genelinde bulutlarımız ağlamıyor, yeşilliklerimiz gülmüyor. Manzarasıyla, yeşil dokusuyla insanı rahatlatan ormanlarımız aşırı sıcaklar nedeniyle yanıyor, mavisiyle insanımızı umutlandıran, neşelendiren denizlerimiz insan eliyle oluşan kirlilikle boğuşuyor. Eskiden olsa ‘Tabiatın tercümana ihtiyacı yoktur, onun güzelliğini anlamak için açık bir ruh yeter’ diyebilirdik. Dede Korkut gibi ‘Kar yaza kalmaz, yeşil güze kalmaz’ diyebilirdik ama artık dünyamızda iklim değişikliği nedeniyle mevsimler değişmiş, kar yaza, yeşil güze kalmıştır.”
Kurum, 2020 yılının tarihteki en sıcak yıl olacağına dikkati çekerek, “2040 yılında, dünyanın hiçbir yerine kar yağmayabilir. Türkiye bugün, küresel iklim değişikliğiyle mücadele noktasında pansuman tedavileri değil, asıl sorunu ortadan kaldıracak adımları kararlılıkla atmaktadır. Akdeniz Havzasında yer alan ülkemiz, bugün iklim değişikliğinin sel, heyelan, fırtına ve kuraklık gibi etkilerini çok ciddi boyutlarda yaşamış ve yaşamaya da halen devam etmektedir. Bu afetler nedeniyle daha fazla kayıp yaşanmaması için 541 maddelik ulusal, 7 bölgemiz için de 133 maddelik bölgesel iklim değişikliği planlarımızı uygulamaya koyduk.” diye konuştu.
“İki milyar ton sera gazı salınımını engelledik”
Belediyelerle el ele verip şehirleri çevreyle, doğayla daha uyumlu hale getireceklerini belirten Kurum, “İşte, 2017 yılında Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin başlatmış olduğu Sıfır Atık Projemiz, ülkemiz ve dünyamız için atılan en büyük, en kıymetli adımdır. Bugüne kadar 58 bin kurum ve kuruluş binamızda sıfır atık sistemimizi kurduk. 17 milyon tonun üzerinde değerlendirilebilir atığı yine geri dönüşüme kazandırdık. 17 milyar TL ekonomik kazanç, 343 milyon ton metreküp su tasarrufu sağladık. İki milyar ton sera gazı salınımını engelledik. Plastik poşet kullanımını yüzde 80 oranında azalttık ve 190 bin ton plastik atığın oluşumunu engelledik. İnşallah 2023 yılına kadar tüm Türkiye’de Sıfır Atık Sistemini kuracağız.” dedi.
Murat Kurum, geri kazanım oranını yüzde 35’e çıkararak, geri kazanım sektörünün hammadde ihtiyacını kendi kaynaklarından sağlayacaklarını söyledi.
Meclis’in bu yıl çevrecilik konusunda da çok önemli bir kanunu çıkaracağına ve Türkiye Çevre Ajansı’nın kurulacağına işaret eden Kurum, “Bu kapsamda da Depozito İade Sistemi etkin şekilde, tek merkezden yönetilecek ve sıfır atık uygulamaları da hızlı bir şekilde yaygınlaştırılacak.” diye konuştu.
Kurum, 2020 yılında, çevre kirliliğinin önlenmesi amacıyla 34 bin çevre denetimi yaptıklarını ve tesislere 227 milyon TL idari para cezası uyguladıklarını ifade etti.
Kurum, son 18 yılda, İller Bankasıyla, yerel yönetimlere, 118 milyar lira finans desteği sağladıklarını kaydetti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın paylaştığı “81 ilde 81 milyon metrekare millet bahçesi ve 22 ilde ekolojik koridor projeleri”nin hızla devam ettiğini vurgulayan Kurum, “Bu kapsamda Ankara’dan Karadeniz’de Kızılırmak Deltası’na, Ege’de Foça’ya, Akdeniz’de Patara’ya ve Doğu Anadolu’da Van Gölüne kadar dört ekolojik hat oluşturuyoruz.” bilgisini verdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, 78 ilde 50 milyon metrekare büyüklüğünde 16 milyar TL olan 278 millet bahçesi yaptıklarını anlatarak, bunlardan 42’sini tamamladıklarını, diğerlerini de en kısa sürede tamamlayacaklarını söyledi.
Korunan alan büyüklüğünü son iki yılda yüzde 1 arttırarak, yüzde 9,6’dan yüzde 10,6’ya çıkardıklarını dile getiren Kurum, bu oranı, OECD verisi olan yüzde 17’ye çıkarmak için gece gündüz çalıştıklarını belirtti.
“İhtiyaç olan her projeyi tek tek hayata geçirdik”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde, 12 Aralık’ta Siirt’te okuduğu bir şiir nedeniyle mahkum edildiğini anımsatan Kurum, şöyle devam etti:
“Milletimizin bir çığ gibi büyüyen desteğini gölgelemek, İstanbul’dan başlayan büyük Türkiye yolculuğunu engellemek istemişlerdi. 18 yıldır her türlü engelleme girişimine rağmen Cumhurbaşkanımızın önderliğinde büyük Türkiye yolculuğumuz Allah’ın izni, milletimizin desteğiyle yeni başarı hikayeleriyle devam edecektir. Bakanlık olarak biz de tarihin, milletimizin, Cumhurbaşkanımızın omuzlarımıza yüklediği misyon gereğince insan odaklı, yaşam kalitesi yüksek şehirler oluşturulmasına yönelik çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz.
AK Parti olarak bugüne kadar vatandaşımızın, şehirlerimizin ihtiyacı olan her projeyi tek tek hayata geçirdik. Marmaray’ı, Avrasya Tüneli’ni, Yavuz Sultan Selim ve Osmangazi Köprüsü’nü, İstanbul Havalimanı’nı, şehir hastanelerimizi, Türkiye’nin en modern stadyumlarını, binlerce sosyal ve kültürel tesisleri, binlerce park, onlarca millet bahçesini, yüzbinlerce konutu aziz milletimize armağan ettik. Şimdi de Ulaştırma Bakanlığımızla beraber Cumhuriyet tarihimizin en büyük dönüşüm projesini hayata geçiriyoruz. İstanbul Boğazımızı koruyacak, millet bahçeleriyle, ekolojik koridorlarıyla Türkiye’nin en çevreci projesi olacak Kanal İstanbul Projesi adımlarını atıyoruz. 81 ilimizde 83 milyon vatandaşımıza, tüm ekibimizle gece gündüz demeden hizmet edeceğiz. İnşallah eserlerimizle milletimizin gönlünü kazanacak, duasını alacağız.”
Beştaş ile tartışma
Kurum’un konuşmasının ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Doğrusu depremde yıkık binaların üzerine çıkıp poz veren bakan bize insanlık dersi veremez. Bu konuda kendisini men ediyoruz. Ayrıca atanmış bir kişi olarak gelip burada seçilmiş milyonlarca insanı temsil eden grubumuzu böyle itham edemez. Bunu asla kabul etmeyiz.” dedi.
Beştaş, Bakan Kurum’un 20 dakika konuştuğunu ve tek bir alkış almadığını, HDP’yi itham etmeye başladığı zaman alkış aldığını savunarak, “Bu da siyasetin başka bir yönü. Sayın Bakana söylüyorum: Önce bize Kanal İstanbul güzergahında peşkeş çektiğin arazileri anlat. Kimlere sattın, onları bir anlatın. Katar’a neler verdin, onları bir anlat. Sur’u nasıl yıktığınızı, beş yıldır sokağa çıkma yasağı olduğunu bir anlat da bütün Türkiye görsün.” ifadesini kullandı.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ise İzmir’e gittiğini, sokak sokak İzmir, Bornova, Bayraklı, Karşıyaka ve Seferihisar’da ne kadar depremzede vatandaş varsa onlarla beraber olduğunu söyledi.
Gece gündüz onların acısını paylaştığını vurgulayan Kurum, Beştaş’a, “Hiçbir enkazın üstüne çıkmadım. Sen, o kadar yiyicisin ki enkazın üstüne çıkabiliyorsun. Vatandaşla, şehirle bir derdiniz olmadığı için ne yapıldığını, ne olduğunu hiçbir şekilde bilmeden iftira atıyorsunuz. Kanal İstanbul’la ilgili hiçbir kişiye peşkeş çekmedik. Biz 18 yıldır bu ülkede gece gündüz milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla milletimizin duasını almak için çalıştık, yine çalışacağız, yine çalışacağız, yine çalışacağız.” karşılığını verdi.