İBB Şehir Tiyatroları, usta oyuncu Zihni Göktay’ın maaşını 7 aydır ödemiyor
Usta oyuncu Zihni Göktay, 7 aydır İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları tarafından maaşının ödenmediğini belirterek, “Benim ve 16 arkadaşımın, parasını versinler. Biz Kıbrıs’ta rulet çevirmek için istemiyoruz bu parayı. Biz, BİM’e, A101’e, Şok’a, Migros’a gidiyoruz. Istakoz bacağı, yengeç, karides yediğimiz yok. Hamsi ucuzken hamsi, palamut ucuzken palamut yeriz. 83 milyon kişinin tiyatrodan ve televizyondan tanıdığı bildiği ben, bunu hak etmedim. Lüküs Hayat oynadım ama lüks hayat yaşamadım.” dedi.
Yeni tip koronavirüs (Kovid 19) dolayısıyla evinden, telefonla AA muhabirine görüş veren Göktay, 1973’te Vasfi Rıza Zobu ve Muhsin Ertuğrul tarafından şehir tiyatroları kadrosuna alındığını aktararak, “O günden beri ben bu tiyatroda canımı dişime taktım, rapor almadım. Çok oyunda oynadım, çok kez koltukları tıklım tıklım doldurdum. Bu övünmek gibi bir şey değil. Ben megaloman da narsist de değilim.” diye konuştu.
Sanatçı Göktay, Şehir Tiyatrolarındaki görevi süresince 16 genel sanat yönetmeni ve 15 belediye başkanı değiştiğinin altını çizerek, şu bilgileri verdi:
“1 Ocak 2011’de yaş haddinden emekli oldum. O sırada genel sanat yönetmenimiz Ayşenil Şamlıoğlu hanımefendi, ‘Ağabey seni bırakmıyoruz. Lüküs Hayat devam ediyor tıklım tıklım. Senin elin ayağın tutuyor. Niye emekli oluyorsun. Biz seni, konuk sanatçı statüsünden devam ettireceğiz.’ dedi. Konuk sanatçı statüsünden ben devam ettim. Aralık 2012’de koroner baypas ve mide olmak üzere iki ağır ameliyat geçirdim. 8-9 ay kadar nekahet devresi oldu ve tiyatrodan uzak kaldım.”
Ağustos 2014’te Erhan Yazıcıoğlu’nun genel sanat yönetmeni olduğunu belirten usta oyuncu, “Erhan Yazıcıoğlu, beni aradı ve ‘Ağabey sana ihtiyacımız var. Karavanı kapatıp kalkıp geliyorsun. Şehir Tiyatrolarının 100. yılı münasebetiyle Cibali Karakolunu oynayacaksın.’ dedi. Cibali Karakoluna zaafım olduğunu ve ne kadar oynamak istediğimi biliyor. Benim rüyamdır, bir o bir de Lüküs Hayat. Bana ’28 sene Lüküs Hayat’ı oynadın, gel Cibali Karakolu’na da başlıyoruz.’ dedi. 2014’ten geçtiğimiz mart ayına kadar Cibali Karakolu’nu oynadım. Açık hava, turneler tıklım tıklım doluydu.” değerlendirmesini yaptı.
Zihni Göktay, daha sonra genel sanat yönetmeni olan Süheyl Uygur’un talebiyle, ilk kez 1916’da sahnelenen Hisse-i Şayia oyununu izleyiciyle buluşturduklarını ve pandemi yasaklarının başladığı döneme kadar oynadıklarını dile getirdi.
“Elimde sözleşme var”
Konuk sanatçı statüsünde, Şehir Tiyatrolarında farklı oyunlarda rol alan 16 arkadaşıyla birlikte çalıştıklarının altını çizen Göktay, şöyle konuştu:
“İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerini, ‘Her şey çok güzel olacak’ sloganlarıyla ve 800 bin küsur oy farkla, benim de oy verdiğim Ekrem İmamoğlu kazandı. Derken kültür daire başkanı, genel sekreterler falan değişti ama oyunlarımızı oynuyoruz. Bu arada elimde sözleşme var, 6 Mart 2020’de Kültür Daire Başkanı Hülya Muratlı hanımefendi ve Şehir Tiyatroları Müdürü Ceyhun Ünlü imzalı. Hisse-i Şayia ve Cibali Karakolu oyunlarında oynamak üzere, hizmet alımı sözleşmesi. 150 iş günü çalışılacaktır, şeklinde hukuki bir sürü madde var. Atla deve değil. Bir maaş veriliyor ama biz bunun vergisini de veriyoruz. Defter açtırdık, muhasebeci tuttuk.”
Usta sanatçı Göktay, en son ocak ve şubat maaşlarının ödendiğinin altını çizerek, “Ondan sonra oyun oynamıyoruz diye paramızı vermediler. Halbuki elimizde altı aylık sözleşme var. Ben kendimi buna göre ayarlamışım. O sırada bir diziyi kabul etmedim, ek maaşımla geçindiğim için. Ben ihtiras sahibi biri değilim. Hırs içinde bulunup onları almadım. ‘Nasılsın, ne yapıyorsun? Biz size şimdilik, pandemi dolayısıyla maaş vermiyoruz.’ diyen olmadı. Pandemi dolayısıyla bile olsa, ‘Nasılsın, bir ihtiyacın var mı?’ diyen katiyen olmadı.” ifadelerini kullandı.
Maaşı ödenmezken Mehmet Ergen ile söyleşiye katıldı
İBB Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Ergen ile televizyonda yayınlanmak üzere bir saatlik bir tiyatro sohbeti yaptığını, ayrıca 2002’de oynadığı ‘Pembe Konağın Gelinleri’ adlı oyunun Şehir Tiyatrosunun YouTube kanalında yayınlandığına işaret eden Göktay, irtibatı kesmeden, tiyatroya faydalı olmaya çalıştığına vurgu yaptı.
Göktay, eşinin hasta olduğunu ve tedavi gördüğünü sözlerine ekleyerek, emekli maaşıyla ihtiyaçlarını yetiştiremediğini, ek iş almadığını söyleyerek, şunları aktardı:
” ‘Vereceğiz’ ya da ‘vermeyeceğiz, başınızın çaresine bakın.’ diye bir şey söyleyin. Ayıptır. Ekrem İmamoğlu, seçim propagandasında, ‘Ben kimsenin hakkını yemedim. Kimseye de hakkımı yedirmem.’ dedi. Dişli çocukmuş. Kazandı. Helali hoş olsun. İş bilenin, kılıç kuşananın. Ben de şimdi diyorum ki Türk tiyatrosuna 57 sene hizmet verdim. Dişimle salatalık soydum ve alnımın teriyle paramı kazandım. Ne Asmalı Mescit’te, ne meyhanelerde, ne at yarışlarında, ne okey oyunlarında geçirmedim. Namusumla, rapor almadan bu tiyatroda hizmet verdim. İki çocuğumu da alnımın teriyle, nüfuzumu kullanmadan yetiştirdim.”
“Lüküs Hayat oynadım ama lüks hayat yaşamadım”
İBB Başkanı İmamoğlu’nun bu durumdan haberi olmadığı tahmininde bulunan Göktay, şöyle devam etti:
“Kraldan çok kralcılar var. Efendi bir çocuk. Oyumu da verdim. Ama bir ayyuka çıksın iş, o zaman, ‘Oynamıyorlar. Biz onlara oynamadıkları için para vermedik.’ derler. O iş öyle değil. Öğretmenlerin maaşı kesildi mi? Böyle şey olmaz. ‘Bunlar çalışmadılar.’ diyor olabilirler. Ama öyle bir çalışmışım ki… Siyatik hastasıydım, ambulans bekliyordu kapıda, rapor vereceklerdi ben istemedim. ‘İstemem.’ dedim. Lüküs Hayat seyretmeye, Kağıthane Sahnesi’ne 600 kişi gelmiş. 1991 yılının ocak ayında annemi gömdüm. Salon tıklım tıklım doluydu. Sahneye çıktım oynadım, sonra kulise çıktım ağladım. Acımı içime gömdüm. Ben bu tiyatroya bu kadar güzellik, yaptım, helali hoş olsun tiyatroma. Ama ahde vefa vardır. Biz, teşekkür ve ‘Allah razı olsun.’ nidalarıyla büyüdük. Onun için ben bunu affetmiyorum. Bana hakkımı teslim etsinler. Pandemi biter oyun oynarım ben yine, çağırırlar veya çağırmazlar. İki oyunum da tıklım tıklım gidiyor.”
Kırgın olduğunu anlatan Göktay, sözlerini, “Zülfiyare dokunmadan söylemeye çalıştım. Benim ve 16 arkadaşımın, parasını versinler. Biz Kıbrıs’ta rulet çevirmek için istemiyoruz bu parayı. Biz, BİM’e, A101’e, Şok’a, Migros’a gidiyoruz. Evimizin ihtiyaçları için emekli maaşı yetmiyor. Ben araba da kullanmıyorum. Gaz, elektrik, aidat, su… Normal bir ailenin ihtiyaçları. Istakoz bacağı, yengeç, karides yediğimiz yok. Hamsi ucuzken hamsi yeriz, palamut ucuzken palamut yeriz. Ağlamıyorum. Allah’ıma, rabbime bin şükür. Hamd olsun. Bizden kötü durumda olanlar da vardır ama ben 83 milyon kişinin tiyatrodan ve televizyondan tanıdığı bildiği ben bunu hak etmedim. Lüküs Hayat oynadım ama lüks hayat yaşamadım.” diye tamamladı.