İtfaiye hizmetlerinde ‘hizmet alımına’ iptal
Anayasa Mahkemesi, belediyelerin görev ve sorumlulukları arasında sayılan itfaiye hizmetlerinin hizmet alımı yöntemiyle yaptırılmasına imkan tanıyan düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile özel bir şirket arasındaki itfaiye hizmet alımı sözleşmesinin iptali davasını görüşen Danıştay 13. Dairesi, söz konusu kanun hükmünün iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurdu.
Başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme, itiraz konusu kuralı içeren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin birinci cümlesinde yer alan “yaptırır” ibaresini “itfaiye hizmeti” yönünden Anayasa’ya aykırı buldu ve iptaline karar verdi.
İptal gerekçesinde, Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca, genel idare esaslarına göre yürütülen kamu hizmetlerinin gerektirdiği görevlerden asli ve sürekli nitelik taşıyanların memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülmesinin zorunlu olduğu belirtildi.
Kamu hizmetinin, geniş tanımıyla, devlet ya da diğer kamu tüzel kişileri tarafından veya bunların denetimi ve gözetimleri altında, ortak gereksinimleri karşılamak ve kamu yararını sağlamak için topluma sunulmuş bulunan sürekli ve düzenli etkinlikler olduğu anlatılan gerekçede, kamu hizmetlerinin bir kısmının genel idare esaslarına göre yürütülmesi zorunluyken bu zorunluluğu taşımayan kamu hizmetlerinin devletin gözetimi ve denetimi altında, belli yasal usullerle özel kişilere yaptırılabilmesinin mümkün olduğu ifade edildi.
“Kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur”
Bir kamu hizmetinin genel idare esaslarına göre yürütülmesinin, o kamu hizmetinde kamusal yönetim usullerinin geçerli olmasını ifade ettiği belirtilen gerekçede, “Bu kapsamda kamusal yönetim usullerinin geçerli olduğu asli ve sürekli bir kamu hizmetinin memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunludur.” denildi.
Toplumsal yaşamın zorunlu gereksinimlerinden olan düzenlilik ve süreklilik isteyen itfaiye hizmetinin, niteliği gereği bir kamu hizmeti olduğunun altı çizilen gerekçede, itfaiye teşkilatının tüm dünyada kurumsallaşmış en yaygın acil durum örgütlerinden olduğu, ilk kurulduğu dönemde görev alanı yangınla mücadeleyle sınırlı olan itfaiye teşkilatının bugün daha geniş bir görev alanıyla faaliyet gösterdiği anlatıldı.
İtfaiye hizmeti ve hizmet sunma biçimlerinin, sunulan hizmetin doğası gereği özel bir önem taşıdığına işaret edilen gerekçede, insan hayatını yakından etkileyen ve acil nitelik taşıyan bir kamu hizmeti olan itfaiye hizmetinin, yaşam hakkının korunmasını sağlama yönü nedeniyle son derece önemli bir kamusal hizmet alanı olduğu, kamu düzeni ve güvenliğini doğrudan ilgilendiren bu hizmetin bireylerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla, hataya ve ihmale yer vermeyecek şekilde hassas ve özenli bir biçimde sunulması gerektiği vurgulandı.
İtfaiye teşkilatının amacı ve mevzuatta sayılan görevleri dikkate alındığında itfaiye faaliyetinin kamu güvenliğini korumak amacıyla kullanılan bir tür idari kolluk görev ve yetkisi olduğunun kabul edildiği aktarılan gerekçede, Türkiye’de itfaiye hizmetinin, yerel yönetimler tarafından yerine getirildiği, belediyenin kendisine kanunla verilen itfaiye hizmeti görevinin müşterek mahalli ihtiyaçları karşılamak ve kamu yararını sağlamak amacıyla yapılan genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmeti niteliği taşıdığı belirtildi. Gerekçede, şu tespitlerde bulunuldu:
“İtfaiye hizmetinin, belediyelerin gerçekleştirmek zorunda olduğu diğer birçok hizmetten ayıran kendine özgü nitelikleri, bu hizmetin genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev kapsamında değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. İtfaiye hizmetinin bizzat varlık nedeni ve doğası, Anayasa’nın devletin temel amaç ve görevlerine ilişkin 5. maddesi ve kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına ilişkin 17. maddesiyle ilgisi ve kamu düzeni ve güvenliğiyle ilişkisi, anılan hizmetin genel idare esaslarına göre memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev olduğunu daha belirgin olarak ortaya koymaktadır.
Anayasa Mahkemesinin 1 Nisan 2015 tarihli ve 2013/50 esas sayılı kararında belirtildiği üzere anayasal çerçevede kamu hizmetlerinin özel hukuk sözleşmeleriyle gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine gördürülmesi yolunda düzenleme yapılması idarelerin genel idare esasları uyarınca yürütmekle yükümlü oldukları asli ve sürekli görevleri dışında kalan alanlardaki hizmetleri için mümkündür. Bu itibarla genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken asli ve sürekli bir görev niteliği taşıyan itfaiye hizmetinin Anayasa’nın 128. maddesi uyarınca kamu görevlileri eliyle yürütülmesi zorunlu olup devletin söz konusu görevi ifa ederken anılan kamu hizmetini kamu görevlisi olmayan kişilere gördürmesine yol açacak düzenleme yapılabilmesi mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle kural ‘itfaiye hizmeti’ yönünden Anayasa’nın 128. maddesine aykırıdır, iptali gerekir.”