Soylu: Türkiye’yi diktatörlükle suçlayanlar, dün akşam sevinç çığlıkları atıyordu
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “31 Mart sonrası olan olaylarda kıyamet koparanlar, Türkiye’yi diktatörlükle, hukuksuzlukla ve anti demokratiklikle suçlayanlar, dün akşam sevinç çığlıkları atıyorlardı.” dedi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarına ilişkin, “31 Mart sonrası olan olaylarda kıyamet koparanlar, Türkiye’yi diktatörlükle, hukuksuzlukla ve anti demokratiklikle suçlayanlar, dün akşam sevinç çığlıkları atıyorlardı.” dedi.
Soylu, Diyanet İşleri Başkanlığı Göç ve Manevi Destek Merkezi açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Soylu, “31 Mart sonrası olan olaylarda kıyamet koparanlar, Türkiye’yi diktatörlükle, hukuksuzlukla ve anti demokratiklikle suçlayanlar, dün akşam sevinç çığlıkları atıyorlardı.” ifadesini kullandı.
Demokrasiyi tanımanın ve hazmetmenin kolay olmadığını belirten Soylu, şunları kaydetti:
“Bazen kazanmak kaybetmektir, bazen de kaybetmek kazanmaktır. Siyasi hayatımızda kaybetmişliklerimiz var, kazanmışlıklarımız var, bunlar olacaktır. Ama biz dünyayı yıkmıyoruz, aramızdaki temel fark bu. Demokrasi şehitleri veren bir anlayışın içerisinden geliyoruz. Demokrasi şehitleri verdirenler ile verenler arasındaki temel fark bu. Hukuka uyanlar ile hukuka küsenler arasındaki temel fark bu. Bizim biraz işimiz zorlaşacak. İşimiz şundan zorlaşacak, İstanbul’un, valiye ‘it’ diyen bir belediye başkanı oldu. Doktorlara şiddet, kadınlara şiddet… İnşallah bizim işimizi zorlaştırmaz. Benim söyleyeceğim bu.”
“Biz Allah’ın murat ettiğini yapıyoruz”
Göç ve Manevi Destek Merkezi’nin açılışına konuşan Bakan Soylu, Suriye meselesinde milyonlarca insanın yerinden edildiğini ve milyonlarca insanın hayatını kaybettiğini ifade ederek, sadece Ege Denizi’nde 2014’ten bugüne kadar bin 878 düzensiz göçmenin hayatını kaybettiğine dikkati çekti.
Dünyanın bu duruma sessiz kaldığını dile getiren Soylu, “Kim ne kadar eleştirirse eleştirsin, biz Allah’ın murat ettiğini yapıyoruz. Bu büyük medeniyetin kendi kodlarından ayrılmaması için,, o bu büyük medeniyetin kendi çizgisinden sapmaması için üzerimize düşen sorumluluğunu yerine getirmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
“12 saat kiralanan daireler var”
Süleyman Soylu, bugünden sonra politikalarının burada yaşayan göçmenlerin bu topraklara uyumunu daha fazla tesis etmek olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Amacımız, onların kendi kurallarımıza, ilkelerimize, nizamımıza uymalarını sağlayabilecek bir anlayışı ortaya koyabilmektir. Bu konuda göç kurulu olarak çok ciddi çalışmaları ortaya koyduğumuzu, çok ciddi kararlar aldığımızı ve takip ettiğimizi de bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ancak biraz daha hızlanmamız lazım. 50 güne yakın İstanbul’da gayret gösterdik. Bu 50 gün içerisinde İstanbul’u hücre hücre, öbek öbek gördük. Gayrı insanilikler var. Bizim bunlara acilen son vermemiz lazım. Düzensiz ve kaçak göçmenlere 12 saat kiralanan daireler var. 12 saat 18 kişi yatıyor, 12 saat bir başka 18 kişi yatıyor. Kim bunu gerçekleştiriyorsa, bunun canına okuyan devlet, devlettir. Köle nizamını oluşturanlara müsaade etmemek bizim temel felsefemiz olmalıdır.”
“Fitne alevi yanmaktadır”
Göç meselesiyle ilgili 6 ay müsaade istediklerini belirten Soylu, şöyle devam etti:
“Kim Türkiye’yi kaçak ve düzensiz göçmen merkezi haline getirmek istiyorsa mücadelemiz onunla sonuna kadardır. Topraklarımıza misafirimiz olarak gelenlere de elbette ensar-muhacir anlayışı içerisinde davranmak sorumluluğumuzdur. Nizama, kurala ve ilkeye herkesin uyması şartıyla. Çünkü fitne alevi bu konuda da yanmaktadır. Onun için bu ateşin içerisine masum insanları atmamak için tedbirlerimizi sıkı bir şekilde bu saatten sonra almalıyız. İnşallah 6 ay içerisinde bütün Türkiye’de bu nizamı sağlayan ve bu nizamı oluşturan bir anlayışı hep birlikte gerçekleştireceğiz.”
İçişleri Bakanı Soylu, bugün 3 milyon 613 bin Suriyelinin geçici koruma kapsamında Türkiye’de yaşadığını vurgulayarak, “Bizim görevimiz onları, kendi ilkelerimize ve kurallarımıza uyan bir şekilde yaşamalarını burada temin etmektir.” ifadesini kullandı.
Hangi çizgide ve anlayışta oldukları belli olduğunu anlatan Soylu, “Biz bugün ırkçılığın kurbanı olmuş ve siyasetini ırkçılığa kurban etmişlerle aynı çizgide yürüyemeyiz. Yürümemiz de mümkün değildir.” dedi.
Merkezde 10 derslik bulunuyor
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ise Başkanlığın kurulduğu günden beri insanların manevi hayatına rehberlik etme sorumluluğuyla hareket ettiğini belirtti.
Hızlı şehirleşmenin ve teknolojide yaşanan gelişmelerin bireyselleşmeyi ve birtakım güçlükleri beraberinde getirdiğine işaret eden Erbaş, bu çağın insanının şikayet ettiği konulardan birinin de yalnızlık olduğunu söyledi. Erbaş, “Paylaşma, yardımlaşma gibi insani erdemler eskiye oranla zayıflamış, pek çok insan artık hayatın güçlüklerini bir başına göğüslemek durumunda kalmıştır. Böylesi zamanda manevi danışmanlık, manevi rehberlik ve manevi destek gibi hizmetler daha da ön plana çıkmıştır.” diye konuştu.
Erbaş, Batı dünyasında bu hizmetlerin yaklaşık yarım asrı aşkın bir maziye sahip olduğunu, Diyanet İşleri Başkanlığınca ilgili kanunda 2010’da yapılan değişiklikle Türkiye’de de ciddi bir mesafe katedildiğini vurguladı.
Bu kapsamda öğrenci yurtlarında ve eğitim kurumlarında gençlere, aile bireylerine, sosyal hizmet kurumlarında çocuk, kadın ve yaşlılara yönelik faaliyetler yapıldığını aktaran Erbaş, ceza infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüklerinde hükümlü, tutuklu ve yükümlülere, evde ve sağlık tesislerinde tedavi gören hasta, hasta yakını ve sağlık çalışanlarına, engelli, bağımlı, afetzede ve yakınlarına hizmet sunulduğunu kaydetti.
Erbaş, Göç ve Manevi Destek Merkezi’nde sığınmacı ve geçici koruma altındakilere yönelik faaliyetlerin yanı sıra sosyal, kültürel ve sportif aktivitelerin de yapılacağını bildirerek, İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığına merkezin yapımına katkıları dolayısıyla teşekkür etti.