Öztrak: Hırsızlığın videosunu hala bekliyoruz
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztrak, İstanbul seçiminin iptaline dair, “Gerekçeli kararda hırsızlık olduğuna dair hiçbir tespit yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ‘hırsızlığın videosu var’ dedi. Şu videoyu hala bekliyoruz.” dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında parti genel merkezinde toplandı.
Toplantı sürerken açıklamada bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, konuşmasına Fırat Kalkanı Harekat bölgesinde yaralandıktan sonra şehit düşen askere Allah’tan rahmet, ailesine ve millete başsağlığı dileyerek başladı.
27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 59 yıl geçtiğini hatırlatan Öztrak, darbenin toplumsal yaşamda açtığı derin yaraların etkisinin hala sürdüğünü ifade etti.
Her ne şekilde olursa olsun sandığı yapılan darbelerin millet vicdanında kabul görmediğini vurgulayan Öztrak, “Sandıktan çıkana herkes saygı göstermek zorunda. Sandıkla gelen de sandıkla gitmeli. Bunun başka bir alternatifi yok.” diye konuştu.
Bugün tarihi eğip bükerek, demokrasi şehitleri üzerinden siyasi rant devşirmeye çalışanların, o dönemde Türkiye’nin yeniden demokrasiye dönmesi için CHP kadrolarının gösterdiği gayretleri gizleyemeyeceğini kaydeden Öztrak, Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer komutanı İsmet İnönü’nün demokrasi tarihine kara leke olarak geçen gelişmeleri önlemek amacıyla, darbecilerin kapısında bir sandalyenin üzerinde saatlerce bekleyen görüntüsünü milletin hafızasından silmenin mümkün olmadığını dile getirdi.
“Tarihimizdeki bu acı olaya baktığında bile binadan ve ranttan başka bir şey görmeyen, Yassıada’yı betona boğan bu zihniyet, CHP’nin çağdaş demokrasi anlayışını idrak edemez.” diyen Öztrak, merhum Başbakan Adnan Menderes ile bakanlar Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’yu saygı ve rahmetle andı.
Öztrak, İstanbulluların sandıktan çıkan iradesini, emirlerindeki Yüksek Seçim Kurulu (YSK) eliyle masada gasp edenlerden alınacak hiçbir dersin olmadığını ifade ederek, “CHP olarak biz, darbelerin her türlüsüne karşıyız. Tankla yapılsa da karşıyız, OHAL’le yapılsa da karşıyız, YSK eliyle de yapılsa karşıyız.” dedi.
“Yeni saldırılara adeta göz kırpılıyor”
Türkiye’nin bir süredir muhalif seslere yönelik bir linç kampanyasına şahit olduğunu, bu kampanyanın İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile başlayıp, Kılıçdaroğlu’nun linç edilmek istenmesiyle sürdüğünü kaydeden Öztrak, hedefe daha sonra muhalif gazetecilerin konduğunu söyledi.
Bu rezil linç olaylarını lanetlediklerini dile getiren Öztrak, sorumluların cezalandırılmasını istedi.
“Tek adam rejiminin yönettiği ülkemizin başkentinde meydan zorbalara bırakılmış gözüküyor. Saldırılara karışan bu zorbalar hemen serbest bırakılıyorlar. Böylece yeni saldırılara adeta göz kırpılıyor.” diyen Öztrak, saldırılara karşı kimsenin, hiçbir şey yapmadığını iddia etti.
Öztrak, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun işini, gücünü bırakıp İstanbul’da oy toplamanın peşinde olduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:
“Devleti yönetmek için milletten yetki almış Cumhurbaşkanı işini gücünü bırakmış, millete verdiği sözleri unutmuş, İstanbul’un dünyalığı ve rantı için oy toplamaya çalışıyor. Dünyanın hangi yerinde bir cumhurbaşkanının, hem de ekonomide ciddi bir kriz varken, bir belediye başkanlığı için kendini ortalara atıp oy istediği görülmüştür. Dünyanın hangi yerinde cumhurbaşkanı on parmağında on kara herkese kara çalıp, kaybettiği seçimler üzerinden mızıkçılık yapmaktadır? Cumhurbaşkanı dediğin parti veya belediye başkanlığına talip olmaz. Cumhurbaşkanıysa, oraya talip olduysa cumhurbaşkanıdır.”
“Tövbe etmek için büyük fırsat”
AK Partili yetkililere, “Sayın Genel Başkanımıza saldıran inek hırsızıyla partinizin ilişkisi kesildi mi?” diye soran Öztrak, bunun cevabını beklediklerini dile getirdi.
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un “Önce 23 Haziran’ı geçelim, ondan sonra gerekirse siyasi bakımdan tövbe istiğfar ederek yanlışlarımızdan kurtulacağız.” dediğini aktaran Öztrak, “Tövbeyi de şarta bağlamışlar. Artık ne yazık ne ayıp ne de günah biliyorlar. Ramazan ayındayız, tövbe istiğfar edecekseniz önümüzde mübarek Kadir Gecesi var. Yüce Allah’a tövbe etmek için büyük bir fırsat var.” ifadesini kullandı.
Bazı yandaş vakıflara, derneklere ve kişilerin cebine akan belediye kaynakları millete doğru akmaya başlayınca rahatsızlık duyanlar olduğunu öne süren Öztrak, İmamoğlu’nun seçilmiş başkan olarak 18 günde israf düzenine “dur” demeye başlayınca hemen mazbatasına el konulduğunu savundu.
Öztrak, İmamoğlu’nun 18 günlük görev süresinde yaptıklarını hatırlatarak, İstanbul’da yaşayan vatandaşlardan, İmamoğlu’nun gelecek 5 yılda yapılacağı icraatları düşünmelerini istedi.
“Cipler hangi sıfatla tahsis edilmiş”
Mansur Yavaş’ın belediye başkanı seçilmesinin ardından Ankara’nın kaynaklarının Ankaralılar için harcanmaya başladığına işaret eden Öztrak, “Ankara’da nasıl bir araç saltanatı kurulmuş tüm Türkiye gördü. Adalet ve Kalkınma Partisinin metal yorgunu belediye başkanı bedenini devasa lüks ciple de dinlendiriyormuş. Bunlara bu cipler hangi sıfatla tahsis edilmiş? Kamuda böyle bir usul yok.” diye konuştu.
Eski Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek döneminde 1 trilyona bağlanan ihalenin, bu yıl 188 milyona bağlandığını savunan Öztrak, aynı dönemde tanesi 180 kuruş olan çalıların 13 liraya alındığını ileri sürdü.
Ekonomide yaşanan sorunlara da değinen Öztrak, “Turbun büyüğü hala daha heybede. Sadece bizler ve çocuklarımız değil, torunlarımız bile bu ağır bedeli ödeyecek.” dedi.
Bu konuda CHP’nin uyarılarının dikkate alınmadığına dikkati çeken Öztrak, şöyle devam etti:
“Ekonomimiz dışarıdan gelen en ufak rüzgarda beşik gibi sallanır hale geldi. Şimdi sorumluluktan kaçmak için ‘dış güçler dövize, faize saldırıyor’ deyip bir masal anlatıyorlar. ‘Ekonomi kötü’ diyenleri 27 Mayıs darbecileriyle bir tutup sindirmeye çalışıyorlar. Komik oluyorlar. Bu masalları bıraksınlar. 24 Haziran’dan önce ‘verin oyu bu kardeşinize, faizi, dövizi düzeltiyim’ dediniz. Millet de size oyunu verdi. Ya bunun gereğini yapacaksınız ya da ‘ben, bu işi beceremiyorum, aldığım maaşı hak edemiyorum’ deyip, çekip gideceksiniz. Bugün yaşadığımız derin krizin tek sorumlusu saray yönetimidir. Ekonominin başına memlekette ehliyet sahibi başka bir isim yokmuş gibi damadını getirdi. Eş, dost, ahbap çocuklarını bakan, genel müdür yaptı. Türkiye aile şirketi gibi yönetilmeye başlandı.”
“Herhalde dış güçler atamadı”
Bunu gören yatırımcıların uzun vadeli hiçbir sorumluluğa girmediğini belirten Öztrak, “Sosyete damadın iş başına geldiği 10 Temmuz 2018’de dolar kuru 4,70’ti. Şimdi, 6 liranın üstünde. Damat iş başına geldiği günden bu yana Türk Lirasındaki değer kaybı yüzde 20’yi aştı.” dedi.
Enflasyonun her türlü makyaja rağmen yüzde 20 çıktığını, işsizliğin yüzde 14’ü aştığını hatırlatan Öztrak, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Herhalde bu damadı ekonominin başına dış güçler atamadı. ‘Ekonominin sorumlusu benim’ diyen kim? Kayınpederi. İşte bu damadı ekonominin başına kayınbabası atadı. Böyle yönetilen bir ekonominin dış düşmana falan ihtiyacı yok. Baştaki yönetim ekonomiyi batırmak için ne gerekiyorsa elinden geleni ardına koymuyor. Geçtiğimiz yıl Eylül ayının son günlerinde ‘Yeni Ekonomik Program’ diyerek bir program açıkladılar. O gündür açıklanan paket ve program sayısı 7’yi buldu. Damat bakan hemen hemen her 36 günde bir program açıklıyor ama 5 yılda bir yayımlanması anayasanın gereği olan 5 yıllık planı daha hala açıklayamadılar. Tutarlılığı, neye hizmet edeceği belli olmayan program ve paketlerle hem zaman hem de ülkenin kaynakları heba ediliyor. İşler hiç iyi gitmiyor.”
“Mızrak çuvala sığmıyor”
Faik Öztrak, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul seçiminin iptaline şerh düşen 4 üyenin gerekçesinde ‘dişe dokunur, vicdanları tatmin edici hiçbir unsurun’ olmadığını söyledi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Öztrak, “İstanbul seçiminin iptal edilmemesi lazım” diyen üyelerin, neden böyle olması gerektiğini çok açık, seçik, net ortaya koyduğunu belirtti.
“Mızrak çuvala sığmıyor. O yazılan 250 sayfalık gerekçe, çalınan minareye kılıf olmuyor.” diyen Öztrak, muhalefet şerhinin önemli olduğunu, okunması gerektiğini vurguladı.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘İstanbul seçimlerinde hırsızlık var’ diyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna Öztrak, şu yanıtı verdi:
“Gerekçeli kararın herhangi bir yerinde hırsızlık sözüne rastlanmıyor. Gerekçeli kararda hırsızlık olduğuna dair hiçbir tespit yok. Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı 3 Nisan’da ‘hırsızlığın videosu var’ dedi. Şu videoyu hala bekliyoruz. Hırsızlık varsa, millete şu videoyu göstersinler. Video yok, film yok, delil yok ama siz ‘şaibe var, hırsızlık var’ diye dolaşacaksınız. Şaibeyle seçim iptal edilmez. Maalesef İstanbul’da yapılan şaibeyle, somut delili dayanmadan, maddi temelden yoksun bir biçimde İstanbul seçimlerinin iptal edilmesi, milletin hakının yenmesi olmuştur. Milletin izzeti nefsiyle oynanmıştır. Millet esas büyük cevabı 23 Haziran’da verecektir.”
“Hak- İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, CHP’li bazı belediyelerde işçilere sendika baskısı yapıldığını iddia etti. Buna tepki olarak CHP Genel Merkezine adalet yürüyüşü yapacaklarını’ ifade etti. Buna ilişkin değerlendirmeniz ne olacak?” sorusunu Öztrak, “CHP olarak bizim duruşumuz, çalışanların kendi sendikalarını özgürce belirlemeleridir. Hak- İş’in kendi durumunu bir gözden geçirmesi lazım. Neden birden bire belediyelerde başkan değiştikten sonra üyeleri Hak-İş’ten kaçmaya başlamıştır? Tavsiyem, bu kaçışı iyi değerlendirmeleridir. CHP’ye ya da CHP’li belediye başkanlarına sorumluluğu atmamalarıdır.” şeklinde cevaplandırdı.