MHP Genel Başkanı Bahçeli: Cumhur İttifakı Türkiye’ye tuzak kuranları şaşkına çevirecektir
MHP Genel Başkanı Bahçeli, “İnancım odur ki Cumhur İttifakı, sahip olduğu milli mücadele ruhuyla Türkiye’ye tuzak kuranları şaşkına çevirecektir.” dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam Patalya Thermal Resort Hotel’de düzenlenen MHP İl Başkanları Toplantısı’na başkanlık etti ve partililere hitap etti.
Sözlerine yeni yılın ilk toplantısını yaptıklarını belirterek başlayan Bahçeli, geleceğe umutla baktıklarını ve her şart altında iyimserliklerini muhafaza ettiklerini söyledi.
Bahçeli, ihanete karşı çelik gibi duruş gösterdiklerine işaret ederek, “Geçmişin tecrübeleriyle yere sağlam basıyoruz. İnançlarımızın derinliğiyle, irfanımızın genişliğiyle kutlu ülkülerimizi bir tutuyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi ne yaptığını ve ne söylediğini bilen, nereye ulaşmak istediğinin bilincinde olan muazzam bir fikir ekolü, köklü bir siyaset okuludur.” ifadesini kullandı.
Kendi gelecekleriyle ilgili planları olmayanların, başkalarının senaryolarında figüranlığa tamah edeceklerini ve “tamam” diyeceklerini belirten Bahçeli, zaferin ancak onu isteyenlerin, bununla yetinmeyip çalışanların, emek verenlerin, samimiyetle mücadele edenlerin olacağını vurguladı.
“Cumhur İttifakı, Türkiye’ye tuzak kuranları şaşkına çevirecek”
Bahçeli, 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimleri’nde Türkiye’nin yeni bir tarih yazmasını arzuladıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
“Milli mukavemeti kırmak için zaafımızı ve rehavetimizi gözleyen iç ve dış mihraklara unutamayacakları mübrem bir dersin, altından kalkmayacakları muhkem bir cevabın verilmesini istiyoruz. Bunu yapacak olan büyük Türk Milleti’dir. İnancım odur ki Cumhur İttifakı sahip olmuş olduğu milli mücadele ruhuyla, Türkiye’ye tuzak kuranları şaşkına çevirecektir.
Milli bekamızı lekelemek isteyenlere sessiz kalamazdık. Zilletin millete meydan okumasına tepkisiz duramazdık. Bir olmalıydık, birlikte hareket etmeliydik. Vahdette huzur, ayrılıkta şer vardı. Bu nedenle Cumhur İttifakı’nın iradesini 31 Mart 2019’da göstermek, zilleti her seviyede etkisizleştirmek için karar verdik, harekete geçtik.”
Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler
Bir yandan yerel seçimlerle ilgili gündem sıcaklığını korurken, diğer yandan da bölgesel gelişmelerin devamlı çatallaşıp çetrefil bir hal aldığına dikkati çeken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Suriye’nin kuzeyini kapsamına alan olaylara her gün bir yenisinin eklendiğine işaret etti.
Bahçeli, “Trump’ın meşum tehditleri, bölge ülkelerinin marazi niyetleri, terör örgütlerinin cinayet ve ihanetleri bütün yönleriyle karşımızdadır.” ifadesini kullanarak, şöyle devam etti:
“Emperyalist iştah kabarmış, zulmün istekleri kamçılanmıştır. Güney sınırlarımız boyunca çok tehlikeli ve milli bekamızı doğrudan etkileyecek bir kumar oynanmaktadır. Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon taahhüdümüz tehir edilmekle birlikte tavsamaktadır. ABD, PKK/PYD/YPG’yi himaye etmek, bu cani terör örgütlerini Kürt kökenli kardeşlerimizle ilişkilendirmek için karanlık bir kampanyayı tedavüle sokmuştur. Kürt kökenli kardeşlerimize büyük bir haksızlık yapılmakta, hakları yenilmekte, galiz bir şekilde hakaret edilmektedir. Altını bir kez daha kalın olarak çiziyorum ki Kürt kökenli kardeşlerimizin kan döken, cana ve mala kast eden hiçbir katille en küçük bağ ve bağlantısı yoktur, olamayacaktır. Terör örgütlerini Kürtlerle ilişkilendirmek insanlık vicdanına ağır bir saldırı, vahim bir suçtur. İnanıyorum ki hem ülkemizde hem de sınırlarımızın öte yakasında yaşayan Kürt kökenli kardeşlerimiz oyuna gelmeyecek, Trump’ın rezil tuzağına düşmeyeceklerdir. ABD, Fırat’ın doğusunu baz ve esas alarak bir terör haritası çizmek, özerk bir yapı kurmak, yeni bir Barzani modeli inşa etmek heves ve hedefindedir. Suriye’nin kuzey ve kuzey doğusunda, Cerablus’tan Derik ve etrafını çevreleyecek ve derinlemesine inecek şekilde Fırat’ın doğusundaki her yerleşim biriminde etnik köken ağırlığına göre bir yönetim tasarımı gündemdedir. Bu Suriye’nin parçalanması demektir. Bu Kürdistan’a yeni bir adımdır. Bu Türkiye için milli ve tarihi bir tehdittir.”
Trump’ın, “Kürtlere saldırmayın.” sözleriyle Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’den en azından uzak tutmak, terörle mücadeleyi kesmek ve durdurmak niyetinde olduğuna dikkati çeken Bahçeli, İsrail’in de işin içinde olduğunu söyledi.
Malum Körfez ülkelerinin de devrede olduğunu anlatan Bahçeli, “Bedeli çok ağır olacak bir bölüşüm ve paylaşım süreci önümüzdedir. Trump, 20 millik, yani yaklaşık 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölgeden bahsetmiştir. Hükümet ise buna müspet yaklaşmıştır. Şayet, kurulacak ve oluşturulacak güvenli bölge tamamen Türkiye’nin denetim ve kontrolünde olacaksa, üstelik terörle tavizsiz bir mücadele sürecekse diyeceğim bir şey yoktur.” dedi.
“Güvenli bölge tanımıyla kast edilen nedir? ”
Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatta temennim, bu 30 kilometrelik güvenli alanın Suriye’nin istikrar ve iç barışa ulaşasıya kadar hakimiyetimiz altında bulunmasıdır. Kaldı ki bugünleri çok önceden öngörmüş, 6 Ağustos 2012’de ‘Ülkemize yönelen tehditleri en aza indirmek amacıyla batı ucu Afrin, doğu ucu Kandil’i içine alacak biçimde tesis edilecek hilal şeklindeki güvenlik kuşağının bir an önce sağlanmasını ve icra edilmesini’ talep etmiştim. Güvenli bölge stratejisini biz kurmuşsak, biz hazırlamışsak, biz sahaya ve masaya taşımışsak mesele yoktur. Şartlarını, sınırlarını, muhtevasını, sürecini ve zamanını biz belirlemişsek yine mesele yoktur. Kuralı koyan, kozlarını kullanan, caydırıcılığını gösteren, yaptırımını ispat eden, siyaset ve diplomasiyle bir adım önde, bir tık üstte yer alan bizsek hiçbir kaygıya da mahal olmayacaktır. Ancak, ABD’nin yazdığı kanlı senaryoya kanıp, terör örgütlerine göz yumacaksak, güvenli bölge diye tampon bölgeye tamam diyeceksek, aynısı Körfez Savaşı’ndan sonra yaşandığı gibi, yeni bir uçuşa yasak bölge kararına zımnen onay vereceksek, herkesi uyarıyorum ki bugüne kadar yaptıklarımızın üzeri bir kalemde çizilecektir. Yani şehitlerimizin kanı yerde kalacaktır. Bilahare milli güvenliğimiz rehin alınacaktır. Tehlike bu kadar ciddi, bu kadar yakındır. Hepsinden önemlisi, Irak ve Suriye’den sonra sırayı, Allah muhafaza, Türkiye alabilecektir. Bunun sinsi deneme ve provaları yapılmıştır. Suriye’de siyasi geçiş sürecinin ne olacağı belirsizliğini korumaktadır. Esad rejiminin akıbeti, yeni anayasanın ne zaman yazılacağı muammadır. Bu katilin kendi geleceği için hangi dayatmalara razı olduğu meçhuldür. Bu şartlar altında, Türkiye’yi PKK/PYD/YPG’yle aynı hizaya getirmeye teşebbüs etmek, terörizme aleni şekilde destek vermek züldür, zulümdür, düşmanlıktır. ABD’nin yaptığı budur.”
Bahçeli, “20 millik derinliğe sahip olacağı söylenen güvenli bölge tanımıyla kast edilen nedir? Bu güvenli bölgede terör örgütleri bulunacak mıdır? Uçuşa yasak bölge planlaması var mıdır? Rusya bu işin neresindedir? Başta ABD olmak üzere, koalisyon ülkelerinin güvenli bölgedeki rolü, payı ne olacaktır?” sorularını gündeme getirdi.
“Beka mücadelemizden kesinlikle geri adım atmamalıyız”
“Dahası terörün kökünün kazınma sürecinde devamlı önümüze engeller çıkaranların bundan sonraki stratejik amaçları devlet ve millet aklıyla görülüp yorumlanmakta mıdır?” diyen Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye Fırat’ın doğusunu baştan ayağa temizlemek zorundadır. Hainlerin imhası, kazdıkları çukurlara defni kaçınılmaz bir milli görevdir. Terör bitmeden ne söylense, ne yapılsa boştur, anlamsızdır. Dün Brüksel’de gerçekleşen NATO Genelkurmay Başkanları Toplantısı, bu çerçevede gerçekleşen Türkiye ile ABD arasındaki temaslar her şeye açıktır. ABD Genelkurmay Başkanı’nın ülkemizi temsil eden Genelkurmay Başkanımıza güvenli bölge konusunda ne dediği, neyi teklif ettiği yakın zaman içinde netleşecektir. Biz terörle mücadele sürecinde ön şartsız devletimizin ve hükümetimizin yanındayız. Süreç nereye gidiyorsa gitsin, nereye dayanırsa dayansın, neyi gerektiriyorsa gerektirsin ama haklı davamızdan, beka mücadelemizden kesinlikle dönmemeliyiz, kesinlikle geri adım atmamalıyız.”
“PKK’nın kalıntıları varsa güvenli bölgeden bahsedilemez”
Bahçeli, basın toplantısının sonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bahçeli, Samsun Milletvekili Erhan Usta’nın partiden ihracına ilişkin bir soru üzerine, Merkez Disiplin Kurulunun Usta’yı, Samsun’da yaptığı çalışmalar sırasında ortaya koyduğu tutum, davranış ve paylaştığı görüşlerin partinin görüşüyle bağdaşmayacağı kararı çerçevesinde ihraç ettiğini söyledi.
Cumhur İttifakı ile ilgili bir soru üzerine de Bahçeli, 30 büyükşehirden 27’sinin AK Parti’ye, 3’ünün de MHP’ye bırakıldığını belirterek, “30 büyükşehirin ilçelerinde ise değerlendirmeler yapılmış, her ile bağlı ilçelerde paylaşımlar söz konusu olmuş ancak bu paylaşımlar böyle bir pazarlık, al ver usulü değil, 2014 ve 2018 verileri ışığında gerçekleştirilmiştir.” dedi.
Bahçeli, 51 ilde ise iki partinin kendi adaylarıyla seçime katılacağını anımsatarak, “Zaman içinde her gün televizyonda takip ediyoruz, illet ittifakından ’21 ilde şöyle oldu, 25 ilde böyle oldu, şurada anlaşıldı, şurada tekrar görüşülecek’ gibi zamana yaygın sözler işitiyoruz. Kesinleştikten sonra zillete kaptırmamak için cumhuru tercih edeceğimiz her alan olabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge konusunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşüp görüşmeyeceği sorusuna Bahçeli, “Bizden Cumhurbaşkanına talep gitmesi nezaketli olmaz. Ama Cumhurbaşkanımız görüşlerini bizimle paylaşmak isterse davet eder, biz de gider görüşürüz.” yanıtını verdi.
“Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon rafa mı kalktı?” sorusu üzerine Bahçeli, “Güvenli bölge diyorsanız; ‘PKK, PYD ve YPG’den arındırılmış bölge’ demektir. Eğer o bölgede bunların izleri, kalıntıları varsa orada güvenli bölgeden bahsedilemez, bahsedilecek şey bunları oradan temizlemek olmalıdır.” dedi.
“Trump’ın ağzını kapatmadığınız müddetçe konu kapanmaz”
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ın tweetine ilişkin yaptığı açıklamanın hatırlatılması üzerine, “Bunun cevabını Sayın İbrahim Kalın Bey bilir ama Trump’ın ağzını kapatmadığınız müddetçe konu kapanmaz.” diye konuştu.