Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Kırsal Kesime Etkileri
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, yeni yasayla Büyükşehir Belediyesi’ne bağlanacak yerleşimlerde “köy tüzel kişiliklerinin mallarına el koymayacaklarını” söyledi.
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Ziraat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen “Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun Kırsal Kesim Üzerine Etkileri” konulu panelin moderatörlüğünü üstlenen Kocaoğlu, yaptığı konuşmada yeni yasanın İzmir ve Türkiye genelindeki olası yansımalarını değerlendirdi.
Yasanın kırsal kesimde yarattığı en önemli endişenin köy tüzel kişiliklerinin elindeki arazilerin durumu olduğunu söyleyen Kocaoğlu, şöyle konuştu: “(Mallarınızın hiç biri elinizden alınmayacak, size ek bir külfet getirilmeyecek) şeklindeki manifestoyu yeni bağlanacak ilçelerin tamamında dile getiriyoruz. Köylünün gelirinin, kazanılmış haklarının elinden alınmasına karşıyız. Sözün özü bunlar, köy tüzel kişiliklerinde, beldelerde bu malları ‘ham yapmak’ üzere yapılan işlerdir. Tarım alanlarının yandaşlara ucuz fiyattan verilmesidir. Örneğin maden ruhsatı büyükşehirdeydi. Biz Belkahve’deki taş ocaklarını kaldırınca oradan güneye doğru ilerlemeye kalkınca elimizden yetkiyi aldılar valiliğe verdiler. Onların da ilk icraatı bizim yıllardır ruhsat vermediğimiz Efemçukuru’nda altın madenine ruhsat vermek oldu. O ruhsatı ben versem beni ne yaparlardı bilmiyorum.”
Özelleştirmeye eleştiri
Kamu arazilerinin düşük fiyatlarla satıldığını savunan Kocaoğlu, son olarak Mavişehir’de TOKİ tarafından satılan ve bugün imara açılması talep edilen arazinin de bu kapsamda olduğunu iddia etti. Kocaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Planlamaya göre sosyal donatı alanı olarak ayrılması ve satılmaması gereken, bugün su içinde 200-300 milyon lira edecek arazi 10 milyon liraya satılıyor. Özelleştirme özelleştirme derken bitti. Özelleştirme, bir işletmenin sürdürülmesi amacıyla, devletin o sektörden sıyrılması mantığıyla satılmasıdır. Özelleştirilecek kurum zaten kalmadı. Şimdi ülkenin gayrimenkullerini satıyor. Özelleştirme idaresi değil, miras yeme idaresi haline geldi.”