Türkiye’nin kaymağını kim yiyor?
Fuat Uğur
Geçen yaz eylül ayında Dalyan’da orta üst sınıf bir otelde bonkörlük yapıp ailece 5 gece kaldık. Dönüş günü Dalaman Havaalanı’na gitmek için bir şirketten araç çağırdık. Yol biraz uzun, sohbet kaçınılmaz oluyor. Gazeteci de olunca hâliyle bölgenin ekonomik yapısını, geçim durumunu vs. sordum. İşe bakın, şoför şirketin sahibiymiş. Gururla “Bir de çiftliğim var abi, yüzlerce hayvan besleyip satıyorum, sütünü veriyorum şirketlere. Mera kiraladım kâr ediyorum yemden” diye ekledi.
Laf lafı açıp sohbet ilerleyince Erdoğan ve AK Parti’yi desteklediğimizi öğrendi. Çok şaşırdı. Hayretini saklamadı ve bana dönerek “Abi ben 15 yıldır Dalyan otellerinden Dalaman’a yolcu taşırım. Şimdiye kadar götürdüğüm müşterilerin en az yüzlercesiyle siyasi sohbet yapmışımdır herhâlde. İlk defa bir AK Partiliye rastlıyorum. Yanlış anlama ben MHP’liyim.”
Hiç yanlış anlamadım. Çünkü bu olgu, kimsenin üzerinde durmadığı ya da farkına varmadığı bir sosyolojik, ekonomik gerçekliğin göstergesiydi sadece.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan önceki günkü konuşmasında Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Şişli gibi yerlerdeki seçim sonuçlarının ülke gerçekleriyle ilgisi olmadığını belirterek “Türkiye yansa da şaha kalksa da bunların umurlarında değildir. Buralardaki seçmen profili Türkiye pastasının kaymağını yiyen kesimden oluşuyor” dedi.
Oh be dedim, nihayet biri GERÇEĞİ en üst düzeyde ve en üst perdeden dile getirdi. Üstelik az bile söyledi Erdoğan. Dahası CHP’li belediyelerin yönettiği bu ilçelerdeki hayat kalitesinin de bağlı oldukları büyükşehrin veya hükûmetin yatırımları sayesinde yükseldiğini hatırlattı ki bu da sonuna kadar doğruydu.
Cumhurbaşkanı’nın sözlerini zaten tüm bilimsel istatistiki veriler de destekliyor. Sadece bu ilçeler değil, CHP’nin ağırlıklı olarak oy aldığı tüm kıyı bölgelerindeki yerleşim yerlerine; Bodrum, Marmaris, Ayvalık, Fethiye, Kaş, Kalkan, Dikili, Foça, Urla, Seferihisar, Çeşme, Alaçatı, Selimiye, Bozburun vd.lerine bakın, deniz ve nehir kenarlarına kondurulmuş on binlerce villanın arasında dolaşın ve hepsinin önüne sandık koyun, GERÇEK en az yüzde 70’lik CHP oyu olarak karşınıza çıkacaktır. Bunu çıplak gözle bile görebilirsiniz. Denizin dibine kurulmuş o lüks villaların balkonlarında sabah kahvaltılarını yapan ayrıcalıklı kesimin elindeki gazetenin adı çoklukla Sözcü, ardından Cumhuriyet, Hürriyet’tir.
İşin ilginç yanı, buralarda yaşayanlar gelirlerini Erdoğan’ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde yüzde 500 artırmışlar, semirdikçe semirmişlerdir. Şimdi yaşadığımız ekonomik sıkıntı nedeniyle Türkiye üzerinden hüplettikleri paraları yurt dışına transfer ediyor, tepeden orta alt sınıfa kadar olan bu çevreler yavaş yavaş ülkeden tüyüyorlar.
İlk 500 şirketin sahiplik ve yönetim yapısı da aynı fotoğrafı verir size.
Geçen yıl yapılan bir ARAŞTIRMAYA bakalım şimdi.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Murat Şeker’in İstanbul’da 959 mahallede yaptırdığı araştırmada toplam gelirden kimin ne kadar pay aldığı hesaplandı.
ÇIKAN SONUÇ ERDOĞAN’I ZATEN DOĞRULUYOR
İstanbul’da yaşayanların yüzde 20’si toplam İstanbul gelirinin yarısını yani yüzde 50’sini alıyor. Aylık ortalama hane gelirinin 4 bin 308 lira olduğu İstanbul’da analizler ilçe düzeylerine indirgendiğinde en zengin ilçeler BEŞİKTAŞ, KADIKÖY, BAKIRKÖY, ŞİŞLİ, SARIYER ve ÜSKÜDAR olarak çıkıyor. Aylık 10 bin 560 liralık gelirle en zengin ilçe Beşiktaş, Kadıköy 9 bin 25, Bakırköy 8 bin 845, Şişli 7 bin 822, Sarıyer 7 bin 308 ve Üsküdar 6 bin 987 lira. (*)
Pek çok araştırma, çıkan bu sonuçları desteklemekte zaten.
Evet, hem Türkiye’nin kaymağını çatır çatır yiyip hem de sürekli hükûmete ve bunu sağlayan bir siyasi lidere çemkirmek Türkiye’nin laik-arsız kesimlerine özgü bir haslet olsa gerek. Nankörlüğün kitabını yazdılar. Bonus olarak diğer halk kesimlerini bol bol aşağıladılar.
Oysa kendilerini Kemalist-Atatürkçü olarak da tanımlayan bu kesimlerle ilgili milletvekili sosyalist Prof. Dr. Ufuk Uras’ın ilginç bir tespiti var:
“Türkiye’nin en cahil kesiminin Kemalistler olduğunu düşünüyorum. Kendilerinden çok eminler ve kendilerini hiç geliştirmiyorlar. İşin ilginç yanı Kemalistler Mustafa Kemal’i de hiç bilmiyor.”
Ufuk Uras’ın bu sözleri CHP’den edepsizliğiyle tanınan Haluk Pekşen benzeri Kemalistlerden ve trollerden büyük tepki aldı. Aslında bu kesim eğitimli olduklarından yola çıkarak ötekini cahillikle suçlayan ve Amerikalı fütürist Alvin Toffler’in tarif ettiği insan tipi:
“21. yüzyılın cahilleri okuma yazma bilmeyenler değil, öğrendiği yanlışlardan vazgeçmeyen ve yeniden öğrenmeyenler olacak.”
Bunları şimdi de sosyal medyada Atatürk avatarlı FETÖ’cüler ahmak yerine koyup tufaya getiriyor ha bire.
Görüyoruz elindekini kaybedeceği korkusuyla parasını Türkiye’den kaçırıp tüyüyor ahlakları zenginliklerine ters orantılı olduğu için.
Zaten hiçbir zaman bu toprakların, bu kültürün insanı olamadılar ve ecnebi kültürle yoğrulup zehirlendiler.
Sonuç ortada.