Binali Yıldırım: Herkes istifa etsin, biz de edelim
TBMM Başkanı Yıldırım, “Benim bir teklifim var; bütün seçime girecekler bulundukları görevleri bıraksınlar. Meclis bu düzenlemeyi yapsın, o zaman bu tartışmalar da sona ersin. Buyursun herkes istifa etsin, biz de edelim.” çağrısında bulundu.
TBMM Başkanı Binali Yıldırım, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla TBMM Tören Salonu’nda parlamento muhabirleriyle kahvaltıda bir araya geldi.
Parlamento muhabirlerinin TBMM Üyeler Lokantası’ndan yararlanamamasına ilişkin soruya Yıldırım, “Meclisteki sayının artması dolayısıyla yeni yemek yerleri düzenleme ihtiyacı doğdu. O çerçevede aldığımız bir karardır. Bu, milletvekillerimizden de gelen bir talep üzerine yapılmıştır. Bundan gazeteci arkadaşlarımızın memnuniyetsizliği olduğunu biliyorum. Halen bu memnuniyetsizlik devam ediyorsa tekrar çözüm üretme yoluna gidebiliriz.” diye konuştu.
Gazetecilerin yıpranma payı
Bir gazetecinin, gazetecilerin yıpranma payının emeklilik yaşında da dikkate alınmasıyla ilgili talebi üzerine Yıldırım, “Bana göre bu makul bir istek. Bunun adil ve anlamlı olması için en son emeklilik yaşından düşürülmesi gerekir. Bu bence genel olarak düşünülmesi icap eden bir şey. Yapılan işin anlamlı olması için yıpranmanın emeklilik yaşından tenzil edilmesi lazım. Doğru olan bu. Öbür türlü koymanın anlamı yok. Bu konuya bir bakalım.” ifadelerini kullandı.
“Yeni sistem Meclisi daha da güçlendiriyor”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilmesinin ardından Parlamentonun etkisinin azaldığına ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine Yıldırım, 16 Nisan 2017’de yapılan halk oylamasına giderken “güçlü hükümet, güçlü Meclis” sloganını kullandıklarını hatırlattı.
Yeni sisteme geçişin hedeflerinden birinin yasama ile yürütmenin birbirinden net olarak ayrılması olduğunu dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:
“Yeni sistemin hedefi ve amacı bu iki iradeyi birbirinden ayırmak. Aslında bu seçimle gerçekleşti. Meclisin yeni dönemde yasama, denetleme ve parlamenter diplomasiyi geliştirme alanında önemli fonksiyonları, görevleri olacak. Daha işin başındayız. Ben Meclisin zayıflayacağı kanaatinde değilim. Yeni sistem Meclisi daha da güçlendiriyor. Temsilde adaleti azami oranda sağlıyor. Bugün Mecliste vatandaşların verdiği oyların yüzde 97’si temsil ediliyor. Önceki sistemde bu olmuyordu. Yüzde 10 baraj olmasına rağmen yüzde 97 temsil seviyesine ulaştık. Gelecek dönemlerde oluşacak parlamentolarda Meclisin aidiyeti, kurumsal yapısı çok daha güçlenecek. Yürütmeyi denetleme anlamında, yasamanın, kanun yapmanın, kanunların niteliği bakımından da ciddi bir iyileşme, gelişme olacağını öngörüyorum.”
“Ben Cumhur İttifakı’nın adayıyım”
Yıldırım, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in kendisine yönelik, “seçimi kazanırsa İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olmayacağı” yönündeki iddiası hatırlatılarak, “İstifa etmeyi düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
“Bu sorunun sorulmasını arzu etmezdim ama sorulmadan da toplantıyı bitireceğinizi düşünmüyordum. Madem sordunuz, her şeyi size anlatayım. Ben çıktığım yoldan geri dönmem. Belli ki benim kazanacağım arkadaşımızın içine doğmuş, ‘seçilse de geri dönecek’ diyor. Özgür Özel’in söylemesi… Onlar da artık kabul etmişler ki kazanacağım. Bu kararı ne Özgür Özel ne de ben veriyorum. Bunun kararını seçmen, İstanbullu verecek. Verdiği karar da İstanbul’un, İstanbullunun hayrı, geleceği için en güzel karar olacak. Ben Cumhur İttifakı’nın adayıyım. Bu işin profesörü (TBMM Başkanvekili Mustafa Şentop) yanımda oturuyor. Ben hukukçu değilim. Bir işe karar vermeden önce onun sonuçlarının ne olacağını araştırırım, düşünürüm, tahlil ederim ve ona göre karar veririm. Verdiğim bu karardan da vazgeçecek değilim.
Anayasanın 94. maddesi tamamen yasama faaliyetleriyle ilgilidir. Biz seçimi konuşuyoruz. Yasama faaliyetleri, aslında Başkanlık Divanının oluşumuyla ilgilidir. Onun son cümlesi, ‘Meclis Başkanı ve vekilleri, mensup olduğu siyasi partinin faaliyetlerine katılamaz’ diye bir hüküm ihtiva ediyor. Konumuz yasama olmadığına, seçim olduğuna göre, acaba bu konuda başka hangi düzenleyici mevzuat var, buna bakmak gerekiyor. Bunlardan biri Siyasi Partiler Kanunu, diğeri Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen kütükleri Hakkında Kanun, diğeri de Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve ihtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun. Bu üç mevzuata gitmek gerekiyor. Mahalli İdareler Seçimi Kanununa gittiğimiz zaman, orada istifa etmemesi gerekenler anlatılıyor. ‘Milletvekilleri, Meclis üyeleri… istifa etmelerine gerek yok’ diyor. Burada Meclis Başkanı geçmiyor ama milletvekili geçiyor. Meclis Başkanı olmak için milletvekili olmak gerekiyor. Dolaylı olarak Meclis Başkanı’nı da istifa etmeyecekler arasında sayıyor.”
“Belediye başkanlığında aday olursa aynı durum mevcuttur”
TBMM Başkanı Yıldırım, Siyasi Partiler Kanununun 24. maddesinde, özetle, “Eğer Meclis Başkanı tekrar milletvekili olmak için seçime katılırsa, bu Anayasa’nın 94. maddesindeki kısıtlama geçersizdir.” denildiğini söyledi.
Maddede, “Belediye başkanlığında aday olursa aynı durum mevcuttur” denilmediğini belirten Yıldırım, “Anayasanın 94. maddesi ve diğer kanunları bir arada düşündüğümüzde, hukuki açıdan Meclis Başkanının aday olmasında herhangi bir sorun ve sıkıntı yok. Zaten tartışma da burada değil, tartışma Anayasanın 94. maddesine göre, siyasi faaliyetler yapılır mı? Yapılmaz. Bizim yaptığımız bir siyasi faaliyet yok, seçim bir siyasi faaliyet değil. Seçim; ‘aday olduğumuz işle ilgili vatandaşlara ne yapacaksınız, ne edeceksiniz, niye aday oldunuz’ bunu anlatmaktır. Ben işin mahiyeti olarak soruyorum; eğer Meclis Başkanı bağımsız bir üyeden seçilseydi, ne olacaktı, ona ne diyecektik?” değerlendirmesini yaptı.
“Hukuka uymayacak hiçbir işin içerisinde olmam”
TBMM Başkanı Yıldırım, yapılan tartışmaların siyasi olduğunu, hukuki altyapısının olmadığını ifade ederek, Anayasanın 79. maddesinin, bir yere aday olunduğu zaman, bu konudaki itirazların, anlaşmazlıkların çözüm yerini Yüksek Seçim Kurulu (YSK) olarak gösterdiğine dikkati çekti. Yıldırım, “Bizimle ilgili Anayasa bakımından hukuksuzluk iddiası varsa, bunların merci YSK’dir. YSK de önüne konu geldiğinde kararı verecektir. Bunun dışındaki tüm değerlendirmeler siyaseten bizi yormaya yöneliktir. Ama ben ne yaptığımı biliyorum. Ben hukuka saygısızlık edecek, hukuka uymayacak hiçbir işin içerisinde olmam.” dedi.
“TBMM Başkanı olarak diğer adaylardan farkınız olacak mı? Nasıl bir kampanya yürüteceksiniz?” sorusuna Yıldırım, şu yanıtı verdi:
“Seçim meydanında belediye başkanlığı için yarışınca, belediye başkanı mı avantajlıdır yoksa dışarıdakiler mi avantajlıdır? Belediye Başkanı kendi makamında oturuyor ve o makam için yarışıyor. Bir başkası da dışarıdan gelip o makamı kazanmak için yarışıyor. Meclis Başkanının elinde hiçbir imkan yok, bütçesi yok, seçimde harcayacağı tek kuruşu yok. İcracı bir makam değil, itibari bir makamdır, onun dışında hiçbiri şeyi yok ama bir belediye başkanı her şeyi yapar, her türlü imkanı elinin altında mevcuttur.
Benim bir teklifim var; madem öyle bütün seçime girecekler, bulundukları görevleri bıraksınlar. Meclis bu düzenlemeyi yapsın, o zaman bu tartışmalar da sona ersin. Buyursun herkes istifa etsin, biz de edelim. Bir çağrı yapıyorum. milletvekilleri de ayrılsın, belediye başkanları da ayrılsın, bakanlar da ayrılsın. Kim varsa yeni bir seçime giren, madem eşitsizlikten bahsediyoruz, herkes ayrılsın. Niye bir noktaya yoğunlaşıyoruz.”